Dolar nasıl ortaya çıktı, ilk kez ne zaman duyuldu ve dolar nasıl dünya parası haline geldi sorularının merak edilen cevapları için tıklayın.
Günümüzün en güçlü para birimi olan dolar, finans piyasalarının da vazgeçilmez yatırım aracıdır. Amerika dünyanın en güçlü ekonomisiyken, dolar da dünya para birimi olarak görülmektedir. Ticari işlemlerin çoğu dolar ile yapılırken, merkez bankalarının rezervlerinin büyük kısmı da dolardan oluşmaktadır.
Günümüzde 20’den fazla dolar çeşidi olduğu bilinmektedir. Bunlardan Amerikan doları, Kanada doları ve Avustralya doları majör para birimi olarak kabul edilir. Dolar karşısında işlem gören para birimleri, genel olarak seyirlerini dolara karşı belirler. Altın, petrol gibi birçok emtia da Amerikan doları üzerinden işlem görür.
Gelelim, dolar nasıl ortaya çıktı, nasıl bu kadar güçlü bir para birimi oldu gibi soruların cevaplarına…
İçindekiler
Doların İlk Ortaya Çıkması
Doların ilk olarak ortaya çıkması 1500’lü yıllara işaret eder ve kökenleri bugün Çek Cumhuriyeti’ne giden bir imparatorluğa kadar uzanır. Aynı tarihlerde Avrupa’da gümüş patlaması olduğu bilinirken, altından Almanya’da keşfedilen gümüşe geçiş başlamıştır. Almanya, Avusturya ve Çek Cumhuriyeti para birimlerini altın sikkeden gümüş sikkeye geçirmiştir.
Altından gümüşe geçilmesi bazı sorunları beraberinde getirmiştir. Bunların başında da altının, gümüşten daha değerli bir maden olması geliyor. Altın ve gümüş paralar arasındaki değer farkı gümüş sikkelerin altından daha büyük üretilmesi ile çözülmüştür. Bugün Almanya – Çek Cumhuriyeti sınırında olan St. Joachimsthal kasabasında bu gümüş sikkeler çok popüler hale gelmiştir ve kasaba, gümüşün isim babası olmuştur.
St. Joachimsthal kasabasında kullanılmaya başlanan gümüş sikkelere, Joachimsthaler kısaltması olan “thaler” ismi verilmiştir. Gümüş sikkelere bu isim verildikten sonra daha da popüler hale gelmiştir. Sonrasında her ülke kendi dilinde telaffuz etmeye çalışmıştır. Hollandalılar “daaler”, Slovenler “tolar”, Eritreliler “tallero”, İngilizler “dollar” adını vermiştir.
“Thaler” isminin verildiği dönemde İspanyollar, yeni kıta olan Amerika’yı keşfetmekle meşguldü ve kıtada büyük ölçüde gümüş bulmayı başardılar. Bu nedenle de İspanya’nın kontrolü altında bulunan Bolivya, Peru, Meksika toprakları, 1500 – 1800 yılları arasında gümüş sektörüne %85 oranında hakim olmuştur. Bu dönemde İspanya kendi para birimi olan “peso de ocho”yu ortaya çıkarmıştır.
İspanya’nın elinde bulunan güç, diğer kolonilerin dikkatini çekmeye başlamıştır. Kuzey Amerika’daki İngiliz koloniler, İspanyollarla işbirliği yapmaya başlamış ve kendi para birimleri ile İspanyol para birimi üzerinden ticaret yapmakta zorlanmıştır.
1776 yılına gelindiği zaman İngiliz koloniler bağımsızlıklarını ilan etmiş ve kendi para birimlerini kullanmak istemiştir. Kullanacakları para birimi ise ya İngiliz para birimi olan sterlin olacaktı ya da birçok vatandaşın kullanmaya başladığı dolar olacaktı.
Koloniler tercihlerini dolardan yana kullanmaya karar verdiler ve Amerikan doları adı altında yeni bir para birimi ortaya çıkardılar. Bu şekilde 1792 yılına gelindiğinde yapılan Coinage Antlaşması ile dolar kullanımı resmileştirilmiş oldu.
İlk Dolarların Basımı
Amerika kıtasında kağıt para ilk defa 1600’lü yıllarda İngiliz kolonisinin askeri masraflarını karşılamak amacıyla basılmıştır. İlk banknotun ise 1690 yılında Massachusetts Körfezi Kolonisi’nde basılıp kullanıldığı bilinmektedir.
1739 yılında Benjamin Franklin’in Philadelphia’da bulunan matbaasında doğa manzaralı dolarlar bastığı görülmüştür. Bu dönemde sahte para basımının önlenmesi için özel bir kabartma kullanılmıştır.
Basılan paralarda kullanılan kabartma sistemi 1764 yılına kadar devam etmiştir. 1775 yılında Kıta Kongresi, Amerikan Özgürlük Savaşı’nı finanse etmek için kağıt para basmaya başlamış ve bu paralar tırtıklı İspanyol dolarına benzetilmiştir. Bir süre sonra bu para birimleri, yeterli karşılığı olmaması ve kolay taklit edilebilmesi gibi nedenlerle değer kaybetmiştir. “1 Kontinental bile etmez” deyimi de buradan gelmektedir.
Günümüzdeki Dolara İlk Adımlar
İlk ulusal banka olan “The Bank of North America”, 1781 yılında ABD Kongresi tarafından hükümetin mali operasyonlarının desteklenmesi için ilan edilmiştir. 1785 yılına gelindiğinde ise ABD Kongresi, doları ABD resmi para birimi olarak kabul eder.
“The Bank of United States” 1791 yılında ilk merkez bankası olarak kurulur. Bu merkez bankasının 20 yıllık bir süre için ABD Hazinesi’nin mali temsilcisi olduğu da ilan edilir. Bir diğer önemi ise hükümet adına görev yapan ilk banka olmasıdır. 5 yıllık bir kopukluk dışında 1913 yılına kadar bu banka hizmet verir.
1792 yılında Tedavüle Para Çıkarma Kanunu çıkarılır ve ABD Darphanesi kurulur. Darphanede, federal para sistemi çerçevesinde değerleri altın, gümüş ve bakır olmak üzere madeni paralar basılmaya başlanır. Federal hükümet ise dolaşıma çıkan ilk kağıt parayı 1861 yılında basar.
Çıkan iç savaşı finanse etmede zorluk çeken Kongre, ABD Hazinesi’ne faiz getirisi olmayan vadesiz banknot ihraç etme yetkisini verir. Çıkarılan bu banknotlar yeşil renklidir ve adları da yeşil olur. 1861 yılından günümüze kadar basılan tüm ABD banknotları da geçerli sayılmıştır ve üzerinde yazan değerleri karşılığında kabul edilmektedir.
1862 yılında dolarlara ince gravür, karmaşık geometrik desenler ve Hazine Bakanlığı’na ait mühür ile gravür imza basılmıştır. 1863 yılında Kongre tarafından ulusal bankacılık sistemi kurularak, ulusal banknotların basımının denetlenmesi için hazineye yetki verilir.
1865 yılında da kalpazanlığın kontrol edilmesi için hazineye bağlı olan denetim kurumu Amerikan Gizli Servisi kurulur.
1913 yılında ise Amerikan Merkez Bankası Kanunu, Federal Reserve Bank‘ı ülkenin merkez bankası ilan eder. Banka da Amerikan Merkez Bankası Banknotları adlı yeni paraları dolaşıma sunar.
1929 yılına kadar bu şekilde baskı yapılır ve bu tarihte üretim maliyetinin düşürülmesi için paralar % 30 oranında daha küçük basılır. Aynı zamanda farklı değerlere sahip olan paraların belirli bir deseni de olmaya başlar. Bu şekilde dolaşımda olan dolarların tasarım fazlalığı azaltılmış ve standartlaştırılmış olur.
Amerikan dolarının üzerinde yazan, “In God We Trust” (Tanrıya Güveniyoruz) ifadesi ise 1955 yılında çıkarılan kanunla tüm banknotlara basılır. İlk olarak 1 dolarlık 1957 serisi Gümüş Sertifikalar tedavüle çıkarıldıktan sonra bu ibare görülmüştür.
1996 yılında ise sahte para üretiminin caydırılması için Amerikan banknotlarının tasarımında 67 yıl sonra ilk defa önemli bir değişiklik yapılmıştır. Bu dönemde basılan ilk yeni banknot, 100 dolarlık banknottur. 1997 yılında 50 dolar; 1998 yılında 20 dolar; 2000 yılında 10 dolar ve 5 dolar banknotlar bu sisteme göre basılmıştır.
Gravür ve Baskı Dairesi, sahte para basımını önleyebilmek için her 7 ila 10 yıl içinde tasarımın değişikliğine gidilmesi kararını almıştır. 2010 yılının Nisan ayında FED tarafından 2011 yılı Şubat ayında tedavüle giren yeni 100 dolarlar basılmıştır. Bu dolarların adına da “Yeni Benjaminler” denilmiştir.
Bretton Woods Sistemi’nde Doların Önemi
Amerikan doları Bretton Woods Sistemi ile de anılan bir para birimidir. Hatta sistemin temeli Amerikan dolarına dayanmaktadır. 1944 yılının Temmuz ayında, 2. Dünya Savaşı sırasında ABD’nin küçük bir kasabası olan Bretton Woods’ta Birleşmiş Milletler Para ve Finans Konferansı düzenlenmiştir. Bretton Woods Sistemi de bu şekilde ortaya çıkmıştır. Uluslararası ticaretin yayın hale gelmesiyle birlikte ülkeler arasında yapılan ticari işlemlerde para birimlerinin birbirine çevrilmesinde yaşanan sorunlar bu sistemle birlikte çözüme ulaştırılmıştır.
Bretton Woods Sistemi, dünyanın önde gelen devletleri arasındaki ticari ve finansal işlemlerde uyulması gereken kuralları içerir. Bir diğer önemi ise dünya tarihinde ilk kez bağımsız ulus ve ülkelerin kendi aralarında ortak bir parasal düzen anlaşması yapmasıdır. Parasını ticarette Amerikan dolarına çevirmeyi kabul eden ülkeler, dolar – altın dönüştürülebilirliğini içeren bu sisteme dahil olmuştur. Sisteme göre 1 ons altın = 35 dolar veya 1 dolar = 0,88867 gram altın olarak belirlenmiştir.
Bretton Woods Anlaşması, çok özel ve düzeltilmesi olanaksız dengesizliklerde herhangi bir ülkeye, parasını dolar karşısındaki değerini değiştirme olanağı verir. Bu düzenlemeler için de öngörülmüş devalüasyon ve revalüasyon oranları en fazla %10’dur. Yapılacak düzenleme bu oranı aşacaksa, IMF tarafından izin verilmesi gerekmektedir. Daha sonra ise sistemde yaşanan sorunlar nedeniyle 1 ons altın 38 dolar eşitlenmiştir.
Dolar Nasıl Dünya Parası Oldu?
Doların dünya para birimi haline gelmesi, altın standardı ile başladı. Altın standardı sistemi, ülkelerin kendi para birimlerinin altın karşılığını belirleme temeline dayalıdır. Bu şekilde ülkeler arası ticaret yapılmıştır. Yani yerel paranın saf altın cinsinden değeri belirlenmiş ve diğer ülkenin parasıyla bu parite üzerinden değişimi sağlanmıştır.
Kağıt para ile altın paritesi karşılığının sürdürülebilir olması ise merkez bankasının bu pariteden isteyene altın satması veya getirilen altınları bu pariteden alması demekti. Bu şekilde sorunsuz bir şekilde para birimlerinin konvertibilitesi oluşturulmuştur.
19. yüzyılın ilk çeyreğinde kağıt paranın giderek yaygın hale gelmesiyle birlikte İngiltere’de altın standardına geçildi. İngiliz sterlini altına bağlı bir para olarak kabul gördü. Bu nedenle de dünyadaki en önemli rezerv para haline gelmişti.
İngiltere’nin ardından bütün ekonomiler altın standardına girmiş ve kendi paralarının altın karşılığını belirlemiştir. Bir anlamda ülkeler paralarını sabit kur üzerinden diğer para birimlerine bağlamış oldu.
20. yüzyıla doğru altın standardı yaygınlaştı ve 1. Dünya Savaşı çıkana kadar sorunsuz bir şekilde işledi. Savaşın öncesinde hükümetler kağıt para basımını tekelleştirdi ve yetkiyi merkez bankalarına verdi. Basılan her paranın altın karşılığı vardı ve kağıt parayı getirene karşılığın ödenmesi sözü verilmiş oluyordu.
Savaşla birlikte merkez bankalarına yönelik altı talebi artmaya başladı ve altın karşılığı konusu bir anda ortadan kalktı. Kağıt para sadece yasal bir zorunluluğa dayalı olarak kullanılmaya başlandı. Savaş sonrasında ise karşılık konusu yeniden gündeme geldi. Ancak bunda başarılı olunamadı.
İngiltere sterlinin altın karşılığını tutmakta uzun süre direnmesine karşın başarısız oldu. Parasını altına bağlı tutmaya devam eden tek ülke ise ABD oldu. Bu şekilde dolar, sterlinin yerini alarak dünya parası konumuna yükseldi.
Ülkelerin paralarının altın karşılığını terk etmesinin ardından dolar dünya çapında kabul gördü. Bu konuda, ABD ekonomisinin büyüklüğü ve dünya ticaret hacmindeki yerinde etkili oldu. Dünyadaki merkez bankaları ise rezerv olarak altının yanında dolar tutmaya başladı. Uluslararası ticaretin en çok kabul gören aracı dolar olduğu için dünyadaki her ülke rezervlerinde büyük bir kısmı dolara ayırdı.
Dolar bu şekilde dünya parası haline gelirken, 1971 yılında altın standardını ABD de terk etti. Böylece dünyadaki bütün paralar karşılıksız kalmış oldu. Altın karşılığı kalmamış olan kağıt paranın üzerinde taşıdığı değere karşılık gerçek değeri yalnızca kağıt ve mürekkep değeri olmaya başladı. İşte bu paralara da fiat para denmeye başlandı.
Doların dünyaya yayılması, altın standardı sistemini 1. Dünya Savaşı sonrasında sürdürebilen tek ülkenin ABD olmasıyla gerçekleşmiştir. Altın standardını başlatan İngiltere savaş sonrasında sterlinin altın karşılığını koruyamamış, bunu koruyabilen tek ülke ABD olmuştur. Dolar da bu şekilde tüm dünyaya yayılmaya başlamıştır.
İlk dolar Massachusetts Körfezi Koloni’sinde 1690 yılında basılmıştır.
İlginç gelebilir ancak Amerika Birleşik Devletleri’nin dolar basma hakkı bulunmamaktadır. Özel şahısların sahip olduğu finans kurumu ve merkez bankası olan FED dolar basmaktadır. FED’in ortağı ise meşhur 8 ailedir. Bunlar; Rockefeller, Goldmans Sachs, Lehman Brothers, Kuhn Loebs, Rothschild, Warburg, Lazard ve Moses Seifs aileleridir.
Dünyada dolar basma yetkisine sahip olan tek kurum FED’dir. Ülke anlamında ABD’nin bile para basma hakkı yoktur. Tüm dolarlar FED tarafından basılmaktadır.
Tedavüldeki en büyük dolar banknotu 100 dolardır. Tedavülden kalkan 100.000 dolarlık banknot ise ABD’de basılmış en büyük banknottur. 1934 yılında basılmış ve Altın Sertifikası adıyla anılmıştır.