Fransız otomotiv devi Renault’un geçmişten bugüne yolculuğunu derledik. İşte Renault’a dair tüm merak edilenler…
Renault çıkardığı yeni modellerle hemen tutulan bir otomobil markasıdır diyebiliriz. Hatta biraz geriye gidecek olursak; eski polis arabalarının Renault 12‘lerden olduğu zamanları bilenler vardır. Bilmeyen birkaç eski Yeşilçam filmlerine bir göz atsınlar. Bu filmlerde polis arabaları bir yana, zengin delikanlıların altında bile görürsünüz Renault marka arabaları. Şimdilerde genellikle orta sınıf için üretilmiş bir araba olarak görülse bile tarihinde birçok ilke imza atan, çılgın fikirleri hayata geçiren kardeşlerin başarı öyküsü yatar.
Renault, başta Louis olmak üzere 3 kardeşin meraklı yapısının ürünüdür. 1877 yılında Paris’te varlıklı bir ailenin beyzade oğlu olan Louis Renault atmıştır temellerini. Babaları oldukça iyi bir gelire sahip olan yün taciridir. O dönemin babalarından farklı olarak çocuklarına Latince veya diğer dilleri öğrenmeleri için baskı yapmaz. Hangi işi yapacakları konusunda yönlendirme ve herhangi bir dayatmada bulunmaksızın istediklerini yapar.
Döneme göre oldukça şanslı görebileceğimiz Louis Renault, makinelere oldukça meraklı bir çocuktur. 5 yaşındayken istasyona koşarak lokomotifleri, onların buhar kazanlarını, pistonlarını, bacalarını ve her ince ayrıntısını inceler. 15 yaşına geldiğinde ise motorlu arabalara merak salar ve harçlıklarını biriktirerek 0,75 beygir bir De Dion Bouton marka araba alır. Elbette binmek dışında bu arabanın hemen her yerini söker ve inceler.
De Dion Bouton marka otomobiller faytondan bozmadır ve adeta her yeri toplama bir şekilde yaratılmıştır. Kont Albert De Dion ve Georges Bouton isimli iki kişi tarafından üretilmişlerdir. Amaçları, oldukça ucuza mal edilmiş bir araba üretmek ve en alt kesimden en üste kadar herkese satabilmektir. Ama ikili, bu amaçlarında başarıya ulaşamazlar ve umduklarını bulamazlar. Arabanın kaderi ise daha sonra Louis Renault ve kardeşleri tarafından değiştirilecektir.
İçindekiler
Renault Voiturette İsimli İlk Otomobilin Üretilmesi
Louis Renault aldığı De Dion Bouton marka otomobili, aldığında araba üretmek gibi bir fikri yoktur. Yalnızca onu eski bir garaja atarak kardeşleriyle birlikte nasıl geliştirildiğini öğrenmeye kafa yorarlar. Daha sonra Paris Billancourt’ta bulunan eski garajda Louis ve kardeşleri, bu arabayı yeniden imal ederler. Otomobile birçok ilave yaparlar ve Renault’un ilk minik otomobili “Voiturette” ortaya çıkar.
Louis Renault ve kardeşlerinin ürettiği Voiturette isimli otomobil, 24 Aralık 1898 yılında sokaklarda görülmeye başlanır ve hemcinslerinin aksine % 13 eğimli yokuşları çıkabilmektedir. Voiturette, 3 ileri – 1 geri vitesli mekanik dişli ile üretilir ve büyük yankı uyandırır. Aynı zamanda motorun gücü, kayış ve zincir yerine; bir mil yani şaft ile doğrudan arka dingile aktarılarak kazanılmıştır. Bu şekilde, daha verimli ve sessiz çalışan bir otomobil üretilerek dikkatleri üzerlerine çekmişlerdir.
Daha Güçlü Renault Motorların Üretimi
Louis Renault henüz 21 yaşındayken kardeşleri Fernand ve Marcel ile “Renault Freres” şirketini kurarlar. Voiturette sonrasında Renault kardeşler, daha güçlü ve devirli motorlar üretmek isterler. Bu nedenle jeneratör sistemlerine el atarlar ve bu şekilde getirdikleri yeniliklerle adeta bir devrim yaratırlar.
1899 yılında 170 kilometreden oluşan Paris – Trouville arasında düzenlenen bir yarışa katılırlar. Ürettikleri özel otomobille bu yarışı rahatça kazanırlar. Elde ettikleri bu başarı sonrasında kurdukları şirketin kapısı çalınmaya başlar ve oldukça fazla sipariş almaya başlarlar. Babaları, 8 bin İngiliz sterlini verir ve bu para onların zirveye ulaşmaları için oldukça fazla bir miktardır.
Louis Renault hiçbir zaman tamam şimdi oldu demeyen ve sürekli daha mükemmeli yaratma amacında olan biridir. Bu azmi ile kapalı karoseri olan ilk aracı üretir. Paris Billancourt’ta açılan garaj artık bir fabrikaya dönüşmüştür ve 110 çalışanı bulunmaktadır. Paris – Trouville yarışını kazandıktan 1 yıl sonra spor E model Renault ile Paris – Bordeaux ve Paris – Berlin yarışlarını kazanırlar. Bu yarışlarda adeta bir şov sergileyen gençler, hız kesmeden yenilikler yapmaya devam ederler.
1902 yılında iki silindirli H modeli ve dört silindirli K modelini (resimde gördüğünüz model) üretirler. K modeli ile Paris – Viyana yarışını kazanırlar. Yıl 1903’e geldiğinde ise Paris – Madrid yarışında bir kaza meydana gelir ve Marcel hayatını kaybeder. Marcel’in ölümünden sonra Fernand da çok dayanamaz ve o da hayata veda eder.
Renault’un Faytoncularla Gelişen Tarihi
Louis, kardeşlerinin ölümünden sonra tek başına kalır ve biraz güç kaybeder. Buna rağmen aklında sürekli uçuşan fikirlerini engelleyemez ve gerçekleştirmeye devam eder. Bu fikirlerden birisi, Parisli faytonculara atsız araba satmaktır. Bu faytoncular ise emektar arabalarını satarlar ve Renault’un iki silindirli arabalarından satın alırlar. Louis Renault böylece iyi bir başarı elde eder ve kendini bu yönde geliştirmeye devam eder.
Louis, talepler arttıkça seri üretime geçer ve çalışanların uzmanlık alması için çaba gösterir. Birini döşeme konusunda uzman yaparken, diğerini boyacılıkta uzmanlaşması için eğitimlere gönderir. Bu şekilde Renault şirketi kuruluşundan 9 yıl sonra New York, Londra ve Berlin‘de de şube açmayı başarır. Ardından gemi ve uçak motorları da üretir.
İşleri büyüdüğü zaman Louis, kardeşlerinin yokluğunu daha fazla hisseder. Yalnızca imalat ile uğraşmayan şirketin, pazarlama ve muhasebe işleri de doğal olarak yoğunlaşmıştır. Buna rağmen Louis’in önceliği her zaman iyi bir araba olmuştur. Ürettiği arabaları sürekli geliştiren Louis, ilk amortisörü, ilk soldan direksiyonu ve ilk servo freni üreterek rakiplerini geride bırakır. Yıl 1914’ü gösterdiğinde ise “Societe des Automobiles Renault” 4.400 çalışanı ile bir sanayi devi olur. 1918 yılında da çalışan sayısını 22 binin üzerine çıkar. Ambulans, itfaiye arabası, kamyonet üretimine de başlayan şirket, baklava dilimine benzeyen logosunu küçük arabalardan en lüks arabalara kadar koymayı başarmıştır.