15.6 C
Samsun
15 Kasım 2024
Fatih Semizoğlu

İş Hukukunda Rekabet Yasağı ve Şartları

İş Dünyası
i̇ş hukukunda rekabet yasağı ve şartları

Rekabet, iktisadi oluşumlar için son derece önemli bir yere sahipken ticari hayatın kritik figürlerinden biri olan işçiler ve işverenler açısından rekabet ortamının incelenmesi de büyük önem arz etmektedir. Zira işçilerin, iş sözleşmesi boyunca işverenin faaliyet alanı, müşteri çevresi, üretim aşamaları yahut organizasyonel yapısı hakkındaki ticari değeri olan bilgilere erişmesi gayet mümkündür. Sonuç itibarıyla bu katı rekabet ortamı doğrultusunda, hukuki anlamda kavramsal olarak öngörülen rekabet yasağı ile rekabet yasağı geçerlilik koşullarının detaylı olarak incelenmesi gerekmektedir.

Öncelikli olarak belirtilmesi gerekir ki İş Hukuku kapsamında işçinin işvereniyle rekabet etme yasağı, iş sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte gündeme gelen sadakat borcunun bir sonucudur. Öte yandan sadakat borcu, iş sözleşmesinin sona ermesiyle ortadan kalkmaktadır. Böylece iş sözleşmesinin sona ermesinden sonraki dönemde işçinin işvereniyle rekabet etmesinin önüne geçilmesi için taraflar bunu açıkça kararlaştırmalı ve açıkça bir rekabet yasağı sözleşmesi akdetmesi gerekmektedir.

1- Rekabet Etmeme Borcu

İşçinin, işvereniyle rekabet etmeme borcunun iş sözleşmesinin yürürlükte olduğu süre boyunca var olduğu ve rekabet etmeme borcunun aslında sadakat yükümlülüğünün bir sonucu olarak gündeme geldiği yukarıda izah edilmiştir. Nitekim Türk Borçlar Kanunu 396. maddesinin 3. ve 4. fıkrası,

“İşçi, hizmet ilişkisi devam ettiği sürece, sadakat borcuna aykırı olarak bir ücret karşılığında üçüncü kişiye hizmette bulunamaz ve özellikle kendi işvereni ile rekabete girişemez. İşçi, iş gördüğü sırada öğrendiği, özellikle üretim ve iş sırları gibi bilgileri, hizmet ilişkisinin devamı süresince kendi yararına kullanamaz veya başkalarına açıklayamaz. İşverenin haklı menfaatinin korunması için gerekli olduğu ölçüde işçi, hizmet ilişkisinin sona ermesinden sonra da sır saklamakla yükümlüdür.”

ifadelerine yer vermektedir.

İlgili madde ile iş sözleşmesinin yürürlükte olduğu süre boyunca işçinin, üstlendiği işi yapması gerektiği ve başka bir işte çalışamayacağı açıkça düzenlemiştir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, iş sözleşmesinin yürürlükte olduğu süre boyunca, işçinin rekabet etme yasağına aykırı davranışları işveren açısından haklı nedenle fesih gerekçesi olabilmektedir.

İzah edildiği üzere iş sözleşmesinin yürürlükte olduğu süre boyunca, işçinin işvereniyle rekabet etme yasağının ayrıca bir sözleşme ile kararlaştırılmasına gerek yoktur. Fakat işveren, yukarıda izah edilen ticari değere sahip sırları koruyabilmek ve ticari menfaatini gözetebilmek için iş sözleşmesinin sona ermesinden sonraki dönemde dahi rekabet etme yasağını sürdürmek isteyebilmektedir. Bu itibarla rekabet etme yasağının, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra da işçiye yüklenebilmesi için ayrıca yazılı olarak düzenlenmesi ve bu düzenlemenin de birtakım şartlara sahip olması gerekmektedir.

2- Rekabet Yasağı Sözleşmesi

İşçi tarafından iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra işvereniyle rekabet etme yasağının yüklenilebilmesi için, bunun açıkça kararlaştırılmış olması gerekmektedir. Nitekim Türk Borçlar Kanunu 444. maddesinde,

“Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir. Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.”

ifadelerine yer verilmiştir.

Neticeten rekabet yasağı sözleşmesinin taraflar arasında kurulması ile birlikte işçinin iş sözleşmesi kapsamında edinmiş olduğu bilgileri kullanmasını engellemek ve böylece işveren nezdindeki muhtemel zararların doğmasını önlemek amaçlanmaktadır. Genel olarak, işbu rekabet yasağı sözleşmesiyle birlikte işçinin özellikle kendi namına olarak işverenle rekabet etmemesi, rakip işletmede çalışmaması veya diğer sıfatlarla menfaat ilişkisine girmemesi gerektiği öngörülmektedir.

Özetle, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra rekabet etmeme borcu, iş sözleşmesinin sona ermesi itibarıyla geçerli olmak üzere, tarafların açıkça akdettiği bir rekabet yasağı sözleşmesinden kaynaklanmalıdır.

3- Rekabet Yasağı Sözleşmesinin Geçerlilik Şartları

Rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli bir şekilde kurulabilmesi için, Türk Borçlar Kanunu kapsamında düzenlenen birtakım şartların bir arada taşınması gerekmektedir. Geçerli bir rekabet yasağı sözleşmesinden bahsedebilmek için, aşağıda izah edilen şartların tümüyle bir arada bulunması ve ilgili sözleşmenin emredici hukuk kurallarına aykırı olmaması gerekmektedir.

Geçerli bir rekabet yasağı sözleşmesinden bahsedilebilmesi için, öncelikli olarak taraflar arasında bir hizmet ilişkisi bulunmalı ve tarafların işbu rekabet yasağı sözleşmesini akdetmeye ehil olması gerekmektedir. Bunun dışında yukarıda izah edilen Türk Borçlar Kanunu 444. Maddesine göre, iş sözleşmesi konusu olan iş için, işçi ile işveren arasında bir rekabet olasılığı bulunmalıdır. Örneğin, işçi tarafından müşteri çevresinin esaslı şekilde tanınması, imalat yahut iş sırlarının öğrenilmesi gibi hususların varlığı halinde bir iş sırrının varlığından ve bu doğrultuda rekabet olasılığından söz edilebilecektir. Ek olarak tüm bunların yanı sıra, aynı zamanda öğrenilen bilgi ve iş sırlarının kullanılması hâlinde de işverenin zarara uğrama olasılığı aranmaktadır. Özet olarak aşağıda izah edilecek olan şartlardan önce, işçinin iş sırlarını haiz olması ve bu iş sırlarının bilinmesi ile işveren nezdinde oluşması mümkün görülen zararlar arasında bir nedensellik bağı bulunmalıdır.

Yukarıdaki şartlara ek olarak, geçerli bir rekabet yasağı sözleşmesinden bahsedilebilmesi için işçinin ekonomik geleceğinin zarar görmemesi amaçlanmış, açık uçlu ve sınırlandırılmamış bir rekabet sözleşmesinin geçersiz olacağı vurgulanmıştır. Bu anlamda bir diğer şart olarak belirtilmesi gerekir ki, işbu rekabet yasağı sözleşmesi belirli sınırlamaları taşımalıdır. Nitekim Türk Borçlar Kanununun 445. maddesi açıkça,

“Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz. Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.”

ifadelerine yer verilmiştir.

İlgili maddede, işçinin ekonomik olarak zora düşürülmemesi, işçinin iktisadi geleceğinin hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye atılamaması amaçlanmıştır. Özellikle yer, zaman ve rekabete konu iş türü bakımından; ilgili rekabet yasağı sözleşmesinin hakkaniyete uygun olarak akdedilmiş olması bir geçerlilik şartıdır.

Son olarak belirtilmesi gerekir ki, rekabet yasağı sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması gerekmektedir. Bu yazılılık koşulu neticesinde, sözlü olarak bir rekabet yasağı sözleşmesinin varlığı iddiasından söz edilemeyecektir. İş sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmamış olması hâlinde dahi rekabet yasağı sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması esastır.

4- Rekabet Yasağı Sözleşmesine Aykırılığın Sonuçları

Yukarıda açıklanan tüm şartların bir arada sağlanması hâlinde geçerli bir rekabet yasağı sözleşmesinden bahsedilebilecektir. Böylece, yukarıda izah edildiği üzere sözleşmede öngörülen yer, zaman ve iş türü bakımından işçinin rekabet yasağı sözleşmesine uyması gerekmekle birlikte o işi görmemek ve meslek sırlarını başkalarıyla paylaşmamak yükümlülüğünü üstlenmektedir. Zira Türk Borçlar Kanunun 446. maddesi,

“Rekabet yasağına aykırı davranan işçi, bunun sonucu olarak işverenin uğradığı bütün zararları gidermekle yükümlüdür. Yasağa aykırı davranış bir ceza koşuluna bağlanmışsa ve sözleşmede aksine bir hüküm de yoksa, işçi öngörülen miktarı ödeyerek rekabet yasağına ilişkin borcundan kurtulabilir; ancak, işçi bu miktarı aşan zararı gidermek zorundadır. İşveren, ceza koşulu ve doğabilecek ek zararlarının ödenmesi dışında, sözleşmede yazılı olarak açıkça saklı tutması koşuluyla, kendisinin ihlal veya tehdit edilen menfaatlerinin önemi ile işçinin davranışı haklı gösteriyorsa, yasağa aykırı davranışa son verilmesini de isteyebilir.”

hükmünü içermektedir.

İlgili madde uyarınca, rekabet yasağına aykırı davranan işçi, bunun sonucu olarak işverenin uğradığı bütün zararları gidermekle yükümlü olacaktır. Öte yandan belirtilmesi gerekir ki, rekabet yasağı sözleşmelerinde bir ceza koşulu kararlaştırılması mümkündür. Bir rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali durumunda, işçi bu ihlalden kaynaklı ceza koşulu olarak öngörülen bedeli ödemek ve eğer ki aşkın zarar varsa bu zararı da tazmin etmekle yükümlü olacaktır.

5- Rekabet Yasağı Sözleşmesinin Sona Ermesi

Yukarıda geçerlilik şartları izah edilen rekabet yasağı sözleşmesi, zaman bakımından sınırlı olması gerekse de kimi zaman kanunda öngörülen durumların varlığı hâlinde de sona erebilmektedir. Nitekim işçi ve işveren arasındaki rekabet rekabet yasağının sona ermesi ile ilgili Türk Borçlar Kanunun 447. maddesi,

“Rekabet yasağı, işverenin bu yasağın sürdürülmesinde gerçek bir yararının olmadığı belirlenmişse sona erer. Sözleşme, haklı bir sebep olmaksızın işveren tarafından veya işverene yüklenebilen bir nedenle işçi tarafından feshedilirse, rekabet yasağı sona erer.”

ifadelerini içermektedir.

Böylece işverenin ticari faaliyetinin sona ermesi; artık o iş kolunda faaliyet göstermemesi, işçinin cezai koşulu ödemesi gibi durumlarda rekabet yasağı sözleşmesi sona erecektir. Yine önemle belirtilmesi gerekir ki, iş ilişkisinin İş Kanunun 25. Maddesinde yer alan haklı nedenler olmaksızın işveren tarafından feshedilmesi hâlinde yahut işçi tarafından İş Kanunun 24. Maddesinde sayılan haklı nedenlerle iş sözlemesinin feshedilmesi hâlinde rekabet yasağının ortadan kalkacağı da son derece önemlidir.

6 – Sonuç

Netice itibarıyla rekabet yasağı sözleşmesi, işçinin iş sözleşmesinin devam ettiği sırada işverenin müşterileri ile irtibatta olması ya da iş sırrını öğrenmesi sonucu olarak, iş sözleşmesinin sona ermesi akabinde yer, zaman ve iş kolu bakımından sınırlı olmak kaydıyla işveren ile rekabet etmemesini amaçlayan bir sözleşmedir. Rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, işçinin ve işverenin ekonomik menfaatlerinin dengeli bir şekilde gözetilmesi ile kanunun aradığı birtakım şartları bir arada bulundurmalıdır. Bunun bir sonucu olarak da işçinin iktisadi özgürlüğünün tehlikeye atılmaması da gözetilerek, rekabet yasağı sözleşmesinin bir bütün olarak incelenmesi önem arz etmektedir.

Bilgilendirme Metni!

Bu makalede yer alan içerikler yalnızca bilgilendirme amaçlı olup Fatih Semizğlu’a ait bir hizmettir. Kaynak gösterilmeden iktibas edilemez. Makalenin hazırlanmasında gerekli özen ve dikkat gösterilmiş olmakla birlikte; işbu genel çerçevede bilgi veren ve yorum içerebilen makaledeki bilgilerin yanlışlık veya eksikliklerinden kaynaklanabilecek hiçbir sorumluluğu kabul etmemekte olup bu bilgilerin güvenilirliği nedeniyle oluşabilecek herhangi bir zarardan sorumlu tutulamaz.

İlgili gönderiler

Maaş Avansı Nedir? Avans Muhasebe Kaydı Nasıl Yapılır?

Fatih Semizoğlu

Kredi Faizi Nasıl Hesaplanır?

Fatih Semizoğlu

Vizyon ve Misyon Nedir? Beyanı, Örnekleri ve Aralarındaki Farklar

Fatih Semizoğlu

Bir Yorum Bırakın