4857 Sayılı İş Kanunu 46’ncı maddesinde hafta tatili için aşağıdaki hükümler yer almaktadır:
“Madde 46 – Bu Kanun kapsamına giren iş yerlerinde, işçilere tatil gününden önce 63’üncü maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmi dört saat dinlenme (hafta tatili) verilir.”
Yine İş Kanunu’nun 63’üncü maddesinde çalışma süresiyle ilgili hükümler aşağıdaki şekilde yer almaktadır:
“Madde 63 – Genel bakımdan çalışma süresi haftada en çok kırk beş saattir. Aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, iş yerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır.”
Bu hükümlere göre; haftada 5 gün çalışan ve haftalık kırk beş saatlik çalışma süresini 5 günde tamamlayan iş yerlerinde çalışanların yıllık izin kullanmaları hâlinde Cumartesi günlerinin yıllık izin süresinden sayılıp sayılmayacağına Yargıtay açıklık getirmiştir.
Konuyla ilgili olarak, Yargıtay 9.HD ile 22.HD’nin birleşmesi neticesinde varılan ilke kararı aşağıdaki şekildedir:
Yukarıdaki maddelere istinaden; hafta tatili haftalık kırk beş saatlik çalışmadan sonraki yirmi dört saatlik bir gündür. Ancak hafta tatiline hak kazanmanın ön şartı bu günden önceki 6 iş gününün tamamında çalışmış olmaktır. Buna istinaden Cumartesi iş günü olarak değerlendirilip yıllık izin süresinde hafta tatili olarak değerlendirilmez.
Cumartesi gününün hafta tatili olarak belirlenmesi idari izin kapsamında değerlendirilmektedir.
Konuyla ilgili Yargıtay 9. Hukuk Dairesi ile 22. Hukuk Dairesi’nin Cumartesi gününün yıllık izinden sayılması ile ilgili birbirinden farklı görüşleri değerlendirilerek bir ilke kararı verilmiş bu karara göre; “bireysel veya toplu iş sözleşmeleriyle Cumartesi ve Pazar günleri hafta tatili günü olarak belirlenmişse, İş Kanunu’nun 56/5 maddesi gereği her iki gün yıllık izin sürelerinden sayılmaz. Başka bir anlatımla, yıllık izin kullanma dönemi içindeki Cumartesi ve Pazar günleri kullanılan izin süresinden düşülür. Ancak bireysel veya toplu iş sözleşmesinde hafta tatiline eklenen bu Cumartesi gününün yıllık izin hesabında iş günü olarak sayılacağı veya izin süresinden düşülmeyeceği şeklinde açık bir kural mevcutsa, bu hüküm geçerli sayılmalı ve İş Kanunu’nun 56/5 maddesi gereği sadece yıllık izne rastlayan Pazar günleri izin süresinden düşülmelidir.”
Bununla birlikte, Yargıtay 9.HD’si 02.03.2021 tarihli kararında (Y9HD 2.03.2021 E.2021/897 – K.2021/5272) ise “toplu iş sözleşmesi düzenlemelerinden, tarafların hafta tatili olarak kabul ettiği Pazar günü haricinde Cumartesi günü de dinlendirilme günü olarak belirlenmiş ve burada cumartesi günü “hafta tatili” olarak adlandırılmadığı gibi yıllık ücretli izin hesabında da izin süresine ekleneceğine ilişkin açık bir düzenlemeye yer verilmemiştir.” denilerek çalışanın Cumartesi günlerinin yıllık izinden sayılmaması yönündeki talebini reddetmiştir.
Tüm yukarıdaki hükümlere istinaden uygulama aşağıdaki şekilde olacaktır:
- İş sözleşmelerinde Cumartesi günlerinin ne şekilde değerlendirileceğine dair bir hüküm yer almıyorsa, Cumartesi günleri yıllık izin günü olarak değerlendirilecektir.
- İş sözleşmelerinde Cumartesi günlerinin hafta tatili olarak kabul edileceğine veya çalışma günlerinin Pazartesi-Cuma arasındaki günler olduğuna dair bir ifade yer almaktaysa, Cumartesi günleri yıllık izin günü olarak değerlendirilmeyecektir.
- İş sözleşmelerinde Cumartesi günlerinin hafta tatili olarak kabul edileceğine dair bir ifade yer almasına rağmen ayrıca Cumartesi günlerinin yıllık izin süresinden sayılacağına dair bir ifade varsa, Cumartesi günleri yıllık izin günü olarak değerlendirilecektir.
Bilgilendirme Metni!
Bu makalede yer alan içerikler yalnızca bilgilendirme amaçlı olup Fatih Semizoğlu’a ait bir hizmettir. Kaynak gösterilmeden iktibas edilemez. Makalenin hazırlanmasında gerekli özen ve dikkat gösterilmiş olmakla birlikte; işbu genel çerçevede bilgi veren ve yorum içerebilen makaledeki bilgilerin yanlışlık veya eksikliklerinden kaynaklanabilecek hiçbir sorumluluğu kabul etmemekte olup bu bilgilerin güvenilirliği nedeniyle oluşabilecek herhangi bir zarardan sorumlu tutulamaz