Dünyanın ikinci en büyük restoran zinciri olan KFC, ülkemizde de en sevilen lezzetler arasında! Peki, bu markanın ardındaki girişimcinin başarı dolu hikayesini biliyor musunuz?
Dünyanın en iyi fast-food markaları dendiğinde akla ilk gelenlerden biri olan KFC’yi hepimiz biliyoruz. Kızarmış tavuğu sevmeyenlerin bile parmaklarını ısıra ısıra yediği markanın ürünleri, gerçekten çok lezzetli! Hatta KFC’nin gizli tarifinin ortaya çıktığı yönünde haberler bile yapılmıştı. Kısacası; markanın ne kadar eşsiz bir tarife sahip olduğu, tüm dünyanın malumu.
Peki, markanın logosundan dolayı sık sık gördüğümüz gözlüklü adamın hikayesini ne kadar biliyoruz? Adı Albay Harland Sanders olan KFC’nin kurucusunu diyorum, onu ne kadar tanıyoruz? Gelin, tarifine güvenerek yola çıkan ve defalarca reddedilmesine rağmen hayalinin peşini bırakmayan Harland Sanders’ı birlikte tanıyalım. Tanıyalım ki i bir tek girişimcilere değil hayalini kurduğu hayata kavuşmak isteyen herkese ilham olsun.
Okura Not: KFC’ye gittiğinizde ya da yanından yöresinden geçerken, aklınıza bu hikayeyi getirip ihtiyacınız olan ilhamı alabilirsiniz!
İçindekiler
- 1 1.Albay Harland Sanders Kimdir?
- 2 2.Hayatının İlk Yılları
- 3 3.Evden Kaçış
- 4 4.“Senden Adam Olmaz” Diyenlere Verdiği Ders
- 5 5.Meteliksiz Günler, Değiştirilen İşler…
- 6 6.Başarı Yolundaki İlk Büyük Adım!
- 7 7.İkinci Kez Kentucky Albayı İlan Edilmesi!
- 8 8.Sil Baştan!
- 9 9.Kısa Sürede Bir Restoran Zinciri Olması!
- 10 10.Mutlu Son!
1.Albay Harland Sanders Kimdir?
1952 yılında kurulan Kentucky Fried Chicken ya da kısaca KFC’nin kurucusu olan Amerikalı girişimcidir. Diğer bir deyişle; şirketin logosunda gördüğümüz keçi sakalı ve gözlüklü tonton amca figürünün ta kendisidir.
2.Hayatının İlk Yılları
KFC’nin kurucusu Colonel Harland David Sanders, 9 Eylül 1890’da Indiana’da dünyaya gelir. 5 yaşında babasını kaybeden girişimci, kendisinden annesinin para kazanmak için işe girmesi üzerine küçük kardeşlerinin sorumluluğunu almak durumunda kalır. Henüz 5 yaşında bir çocuk olmasına rağmen, kardeşlerinin altını alma, onların karnını doyurma gibi her türlü ihtiyaçlarını giderir. Ve bu sırada aslında ilerideki işinin de temellerini atar. Çünkü bir mecburiyetten dolayı aşçılıktaki yeteneğini ortaya çıkartacaktır.
3.Evden Kaçış
10 yaşında iş hayatına atılan küçük çocuk, bulabildiği her türlü işte çalışır. Bu sırada annesi bir evlilik yapar ve üvey babanın zulmüne daha fazla katlanamayan Sanders evden kaçar. Kimliğindeki doğum tarihi değiştirerek Amerikan Ordusu’na katılır.
18 yaşındayken ordudan ayrılarak Josephine King ile evlenen Sanders, 22 yaşına kadar trenlerde kondüktörlük yapar. Bu evlilikten 3 çocukları olur fakat tek oğlu olan Harland, çok fazla yaşayamaz. İşinden kovulduktan sonra ise karısı 2 kızını da yanına alarak onu terk eder.
4.“Senden Adam Olmaz” Diyenlere Verdiği Ders
Aslında Sanders, işsiz kaldığı için kendisini terk eden karısına bir dünya markası yaratarak cevap verecektir. Bir tek karısına da değil. Kendisinin beş para etmeyen, hiçbir işte dikiş tutturamayan bir adam olduğunu düşünen karısının erkek kardeşini de sözlerinden dolayı pişman edecektir.
5.Meteliksiz Günler, Değiştirilen İşler…
Yıllar içerisinde pek çok farklı işte çalışmasına rağmen hiçbirinde başarılı olamayan Harland Sanders’ın hukuk okuma çabaları da sonuçsuz kalır. 40 yaşını geçmesine rağmen bir baltaya sap olamayışı yüzünden umutsuzluğa kapılan Amerikalı, bir dönem intihar etmeyi bile düşünür. Fakat daha sonra yemek yapma konusundaki yeteneğini hatırlayarak, kendisine bir dükkan açmaya karar verir.
6.Başarı Yolundaki İlk Büyük Adım!
Tennessee eyalet sınırına 40 km uzaklıktaki Corbin isimli şehirde bir benzin istasyonu, motel ve kafe satın alır. Benzin almaya gelen müşterilerine yemek servisi de veren Sanders’ın lezzetli menülerinin ünü kısa süre içerisinde tüm eyalete yayılır. Hatta kendisine eyalet mutfağına yaptığı katkılardan dolayı Kentucky Albay rütbesi verilir. Çeşitli baharatlarla hazırlanan ve genellikle tavuk yemeklerinde kullanılan özel sosunun çok beğenildiğini fark edince, tarifini geliştirir. Müşterilere daha iyi hizmet verebilmek adına yolun karşısına da bir motel açan girişimci, 1947’de ayrı yaşadığı eşinden boşanır ve sekreteri Claudia Ledington ile evlenir.
7.İkinci Kez Kentucky Albayı İlan Edilmesi!
1949’da ikinci kez albay unvanı verilen Harland Sanders işleri yoluna koysa da büyük bir sınavdan daha geçecektir. Çünkü kızarmış tavuklarıyla ülkenin en sevilen uğrak noktalarından biri olan tesisinin bulunduğu yol, yeni otoban yüzünden kullanılmaz hale gelir. Müşterilerin sayısı günden güne daha çok azalır ve Sanders sonunda biriken borçlarını ödeyebilmek için her şeyini satmak durumunda kalır. Artık 66 yaşına gelmiş ve bir kez daha beş parasız kalmış yaşlı bir adamdır.
8.Sil Baştan!
Bütün servetini kaybetmesine rağmen vazgeçmeyen girişimcinin elinde kalan tek şey emekli maaşıdır. Bir süre boyunca düşünen adam ardından elindeki tarifle birlikte ülkenin tüm restoranlarının kapısını çalmaya başlar. Arabasında yatıp kalmaya başlayan Sanders, tarifini satmaya çalışır ancak hiçbir restoran onunla ilgilenmez. Hatta rivayet o ki Amerikalı yaşlı adam tam 1008 restorandan geri çevrildikten sonra teklifini kabul edecek bir yer bulur.
9.Kısa Sürede Bir Restoran Zinciri Olması!
Ürün başına ödeme alan Sanders’ın lezzetli tarifi yine çok tutulur. Ve kısa sürede yüzlerce restoran, onun tarifi için sıraya girer. Kentucky Fried Chicken’ın bir efsane haline gelmesi üzerine Sanders şirketini 2 milyon dolar karşılığında yatırımcı John Y. Brown Jr.’a satar. Ayrıca KFC’nin resmi yüzü olarak kalması için de her yıl 250.000 dolar ödeme alacaktır. Anlayacağınız; 60 yaşından sonra hayatının sonuna kadar bolluk içinde yaşar.
10.Mutlu Son!
90 yaşına kadar yaşayan Sanders, hayatının son yıllarını huzur ve mutluluk içinde geçirir. Şirketi ise 1986’da PepsiCo’ya, 2002’de ise Yum! Brands’a satılır. Evet, 100’ü aşkın ülkede binlerce restoranı bulunan KFC’nin hikayesi de böyle gelişmiş.
Sonuçta; Albay Sanders’tan alınması gereken en önemli ders, umudun hiçbir zaman kaybedilmemesi gerektiği, diye düşünüyorum. Zira gördüğünüz gibi birkaç kez yenilgiye uğrayıp da pes etmek, insana ne başarı ne de getiriyor. Yapılması gereken şey; bir tek girişimciliğin değil, hayatın da zorlu bir sınav olduğu ve yeteri kadar emek verilmeden hayallere ulaşılamayacağı gerçeğini görebilmek!