Rekabetin keskinleşen kılıcı, firmaların kârlılıklarının giderek azalmasına yol açıyor, özellikle kâr marjı düşük olan perakende sektörlerinde bu etki daha belirgin hale geliyor.
Bu durum alarm zillerinin çalmasına neden oluyor ve firmalar tasarruf adı altında genel giderlerini, personel giderlerini ve kira giderlerini kontrol altına almaya ya da azaltmaya çalışıyor. Ancak kira ve genel giderler kolayca kısılamadığı için, şirketler en kolay çözüm olarak personel sayısını azaltmayı düşünüyorlar, hatta bu durumun hizmet kalitesini olumsuz etkileyeceğini bile göz önüne alarak.
Ancak öyle bir noktaya geldik ki, artık kısılacak personel sayısı bile kalmadı. Mağazalarda neredeyse personel görmek imkansız hale geldi ve bu durum müşteri şikayetlerinden rahatlıkla anlaşılabiliyor.
Bazı büyük firmalar, bu durumun farkına vararak çeşitli önlemler almaya başladılar. Mağaza müdürlerinin ofislerini, satış alanı çok değerli olmasına rağmen, satış alanının içine taşıyorlar. Böylece mağaza yöneticileri, satışın tüm fonksiyonlarını daha iyi kontrol edebiliyor ve müşteri memnuniyetini sağlama ile işlerin denetiminde daha etkili bir konuma geliyor.
Personelin mağaza içinde daha fazla vakit geçirmesini sağlamak amacıyla da çeşitli tedbirler alınıyor. Örneğin, sık kullanılan fiyat etiketleme aparatlarını da mağaza müdür odalarından veya depolardan alıp yine mağaza çıkış kapısına yakın bir yere koyarak personelin mesai saatinin çoğunu mağaza içinde geçirmesini sağlıyorlar.
Ayrıca, eski iş yapış şekillerini tamamen terk edip, yeni iş yapış şekilleri bularak verimliliği artırmaya çalışıyorlar. Mal alım şekilleri, sevkiyat yöntemleri, ürün yerleştirme zamanları gibi pek çok süreci yeniden tasarlayarak daha verimli hale getiriyorlar. Örneğin, bazı ulusal şirketler, mağaza depo ayrımını büyük ölçüde kaldırarak, mağaza içi raf üstlerini sipariş fazlalarını depolamak için kullanıyor. Böylece personelin gün içinde sürekli depoya gidip mal getirme ve ürün yerleştirme gibi zaman kayıplarını önlüyorlar ve fazla stok yükünden kurtuluyorlar. Kampanya ürünleri hariç, depolarında ürün bulundurmuyorlar.
Sonuç olarak, hiçbir şey eskisi gibi değil ve olmayacak. Rekabet ortamında ayakta kalabilmek için yalnızca değişime ayak uydurabilenler başarılı olacak.