Batı dünyası için Orta Çağ, bilimin engellendiği ve kısıtlamaların olduğu bir dönemdir. İslam dünyası için bu dönem, ilim ve kültür başta olmak üzere birçok alanda altın çağın yaşandığı bir zaman dilimiydi. Altın çağda önemli çalışmalara imza atan isimlerden biri de İbnü’l Heysemdi. Bu yazımızda optiğin babası olarak bilinen İbnü’l Heysem’in hayatını ve çalışmalarını birlikte ele alacağız.
İçindekiler
Optiğin Babası
965 yılında Basra’da dünyaya gelen İbnü’l Heysem aslen Basralıdır. Batı dünyasında “Alhazan” ismiyle tanınır. Dünyada ise “optiğin babası” olarak bilinir. İbnül Heysem Eğitimine Basra’da başladıktan sonra dönemin ilim-kültür merkezleri olan Bağdat, Şam ve Kahire’ye giderek matematik ve astronomi gibi dersler aldı.
Hayatı hakkında çok fazla bilgi bulunmayan İbnü’l Heysem’in Basra’da vezirlik görevi yaptığı bilinir. Kısa bir süre devam ettirdiği vezirlik görevini ilmi çalışmalarını aksattığı gerekçesiyle bıraktı.
Yaptığı çalışmalarla adını dünyaya duyuran İbnü’l Heysem ilime adanan bir ömürden sonra 1040 yılında Mısır’da vefat etti.
İlk Baraj Fikri
İbnü’l Heysem’in ses getiren çalışmalarından biri de baraj yapma fikriydi. Nil nehrinin her sene taşmasını önleme amacıyla nehre bir baraj yapabileceği projeyi geliştirdi. Bu projeyi yapması için Fatımi sultanı el-Hakim tarafından Mısır’a davet edilen İbnü’l Heysem nehir çevresinde araştırma yaptı. Yapılan çalışmalar sonucu projeyi hayata geçiremeyeceğini anlayan İbnü’l Heysem sultandan özür diledi.
Felsefik Bir Deha
İbnü’l Heysem’in şöhrete kavuşmasında optik alanında yaptığı çalışmalar kadar astronomi, mantık ve matematik alanında yapmış olduğu çalışmalar da ses getirdi. İbnü’l Heysem doğa bilimlerinin temelinde felsefenin bulunduğunu ve bilimlerin buna göre temellendirilmesi gerektiğini belirtti.
Optik İlminin Başyapıtı: Kitabü’l Menazır
İbnü’l Heysem’in optik alanında devrim yaratmış olan eseri “Kitabü’l Menazır” adlı kitaptı. Bu kitapta İbnü’l Heysem başlangıcından kendisine kadar yapılmış optik problemlerini ve çözümlerini ele aldı. Kitapta optik birçok yönden incelenmiş ve açıklanmış. Yedi ciltten oluşan eserde ışığın yayılımı, gökkuşağının oluşumu, yansıma ve kırılma gibi konular ele alındı ve optik ilmi bu eserle yeniden yazıldı. Kitabü’l Menazır, İbnü’l Heysem’in Batı’da ve bilim dünyasında şöhrete kavuşmasını sağladı.
İlk Deneysel Çalışmalar
İbnü’l Heysem, optik alanında yapılan çalışmalara bazı yenilikler getirerek bu ilmi yeniden düzenledi. Kendisinden önce yapılan çalışmalarda deney ve kanıtlar yapılmazken kendisi geliştirdiği her fikri deneye tabii tuttu ve kanıtladı. Yapmış olduğu karanlık oda deneyi bu deneylerden biriydi ve bu deney fotoğraf makinesinin çalışma prensibinin temeliydi. Bu sistemden yola çıkılarak teleskop icat edildi.
İbnü’l Heysem’in yaptığı diğer çalışmalara baktığımızda bu çalışmalar göz ve görme olayıyla ilgiliydi. Gözün yapısını, görme işleminin nasıl gerçekleştiğini ve görme bozukluklarının nedenlerini incelemiş günümüzdeki sonuçlara yakın tahminlerde bulunmuştu.
İbnü’l Heysem’in görme konusunda adını duyuran en önemli tezi ise ışığın gözden değil nesneden yayıldığı fikriydi. İbnü’l Heysem’in dönemine kadar ışığın insan gözünden çıkıp görme olayının gerçekleştiğine inanılıyordu. İbnü’l Heysem bu tezin karşısında ışığın nesneden çıkıp insan gözüne gelmesiyle görme olayının gerçekleştiği tezini koydu ve bu tezini kanıtladı.
Batı’ya Örnek
12.yüzyılın sonunda İbnü’l Heysem’in yazmış olduğu optik kitabı olan Kitabü’l Menazır ve diğer çalışmaları Latince’ye tercüme edildi. Yapılan tercümeler İbnü’l Heysem‘in optik alanında ve Batı’da duyulmasına vesile oldu. Batı’da optik alanında çalışma yapan kişiler Kitabü’l Menazır adlı eseri baz alarak çalışmalarını sürdürdü ve optik ilmini yeniden yazdı. Bu kitap Batı dünyasında ünlendi ve uzun yıllar boyunca ders kitabı olarak okutuldu.
Tüm dünyaya örnek olan ilim insanlarının günümüz dünyasına da örnek olup yeni İbn’ül Heysemler yetişmesine vesile olmasıyla…