“Kudüs neden Müslümanlar için önemlidir?” sorusunun cevabını, öncelikli olarak birincil referanslarımız olan Kur’an ve Sünnette aramaya karar verdik. Araştırmamız süresince Kudüs’ün kutsiyetine doğrudan veya dolaylı olarak işaret eden onlarca ayet ve hadisin var olduğunu gördük. Bir önceki haberimizde Kudüs ve civarındaki toprakların bereketli ve kutsal olduğunu ifade eden beş ayeti ele almıştık. Bu haberimizde de Kudüs’ün Müslümanlar nezdindeki önemine işaret eden beş hadisi sizler için bir araya getirdik.
İçindekiler
Kudüs’ün Kandilleri
Müminlerin annelerinden Hz. Meymune rivayet ediyor:
“Yâ Rasûlallah! Beyt-i Makdis’e gidip gitmeme hakkında bize ne buyurursunuz?” dedim.
Allah Rasûlü: “Orası haşr ve dirilişin gerçekleşeceği yerdir. Gidin ve orada namaz kılın! Çünkü orada kılınan bir vakit namaz, başka yerde kılınan bin vakit namaz gibidir” buyurdu.
Ben: “Peki oraya gidecek imkan bulamazsam ne dersiniz?” dedim.
Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu: “Kandillerini yakmak için zeytinyağı (yakıt) hediye gönderin. Kim bunu yaparsa oraya gitmiş ve namaz kılmış gibi olur“.
Kudüs, Hz. Ömer döneminde fethedildikten sonra zaman zaman çeşitli badireler atlatsa da; medeniyet kandilleri orada sürekli çeşitli vesileler ile ışık saçmaya devam etmiştir. Bunun sayısız güzel örneği bulunmaktadır.
Örneğin, Osmanlı döneminde, bu hadisten yola çıkılarak Mescid-i Aksa’da içerisine zeytinyağı koymak için bir kuyu yapıldı. Ve yaklaşık 450 yıl boyunca -1990’ların sonuna kadar- Kudüs’ü ziyarete gelenler bu kuyuya yağlar getirdi. Getirilen zeytinyağları bu kuyunun içerisinde mescidin kandillerini aydınlatmak üzere biriktirildi.
Öte yandan “zeytinyağını” bir metafor olarak da düşünebiliriz. Kudüs’ün sokaklarında koşturan çocukların yüzündeki bir gülümseme, sabah akşam demeden Mescid-i Aksa’da nöbet tutan Müslümanların sırtını sıvazlayan bir el, yürekten edilen bir dua veya oradaki umut ve mutluluk kandillerini yakmak için gücünüz nispetince yaptığınız herhangi bir şey sizin göndereceğiniz zeytinyağı olabilir.
Üç Kutsal Mescit
Ebû Hüreyre (r.a.) Hz. Peygamber’den şöyle rivayet etmiştir:
“(İbadet için) sadece şu üç mescide yolculuk yapılabilir: Benim bu mescidime Mescid-i Nebi’ye, Mescid-i Haram’a ve Mescid-i Aksa’ya. 2
Hz. Süleyman’ın Duası
Abdullah b. Amr (r.a.), Hz. Peygamber’den şöyle rivayet etmiştir:
“Hz. Dâvud’un oğlu Süleyman (a.s.) Beyt-i Makdis’in binasını bitirince Allah Teâlâ’dan üç şey istedi:
“İlâhî hükme uygun bir hüküm verme kudreti;
Kendisinden sonra hiç kimseye nasip olmayacak bir mülk ve saltanat;
Namaz kılmak için Mescid-i Aksâ’ya gelen kimsenin annesinden doğduğu gün gibi günahlarından çıkması.”
Süleyman’ın (a.s.) dilediği ilk iki şey kendisine verilmiştir. Üçüncü dileğinin de kendisine verilmiş olmasını umarım.” 3
Hak Üzere Olan Topluluk
Ebû Ümâme (r.a.) Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
“Ümmetimden bir topluluk daima hak üzere olacak ve düşmanlarına kesin bir şekilde üstün gelecektir. Allah’ın emri gelinceye dek şiddetli geçim sıkıntısına düşmeleri durumu hariç, muhalefet edenlerin muhalefeti onlara zarar vermeyecektir.”
“Yâ Rasûlallah! Onlar nerededirler?” dediler.
O: “Onlar, Beyt-i Makdis’te ve Beyt-i Makdis’in etrafındadırlar” buyurdu.4
Mescid-i Aksâ: Daralana Ferahlık Veren Mekan
Zi’l-Esâbi’ Sevbân b. Yemred (r.a.) dedi ki:
Yâ Rasûlallah! Şayet biz senden sonraya kalıp sıkıntıya düşecek olursak bizim nereye gitmemizi emredersin?”
Efendimiz: “Sana Beyt-i Makdis’e gitmeni tavsiye ederim. Umulur ki Allah sana oradaki mescide gidip gelecek nesiller verir.” buyurdu.
Kendisinde ferahlık bulacağımız hür ve aziz olan Mescid-i Aksa’da buluşmak duası ile.
Kaynaklar
- İbn Mâce, İkâme, 196
- Müslim, Hac, 511
- İbn Mâce, İkâme, 196
- Ahmed b. Hanbel, Müsned, 36/657, no: 22320
- Ahmed b. Hanbel, Müsned, 27/190, no: 16632; İbn Sa’d, VII. 296