Peygamber efendimizin hayatını yaşamaya ve yaşatmaya kendisini adamış, insan eğitimini esas alan öncü bir âlim olan Mehmet Zahid Kotku’dan bahsedeceğiz sizlere. Medrese eğitimi alan Mehmet Zahid Kotku; hadis, fıkıh, kıraat, akaid, siyer, tasavvuf gibi dini ilimlere vâkıf olup, Kur’an hafızlığı ile de ön plana çıkmış yüksek ahlaki meziyetlere sahip bir hadis bilginidir. 20. yüzyılın son yarısına damgasını vurarak ülkemizin ekonomik, sosyal ve kültürel yönden kalkınmasına öncülük etmiş ve binlerce insanın yetişmesine vesile olmuştur. Gelin bu dava adamının hayatına birlikte bakalım.
Mehmet Zahid Kotku 1897 yılında Bursa’da dünyaya gelmiştir. Peygamber soyundan gelen bir seyyid olan babası İbrahim Efendi, henüz üç yaşındayken kaybetmiş olduğu annesi ise Sabire Hanım’dır. Eğitim hayatına Bursa Oruç Bey Mahalle Mektebinde başlayan Kotku, öğrenimini Maksem’deki İdadide ve Bursa Sanat Mektebinde dökümcülük bölümünde sürdürmüştür. Okula devam ettiği bu yıllarda henüz on sekiz yaşındayken I. Dünya Savaşı patlak verir. Bunun üzerine ordunun asker ihtiyacı ve ülkenin içinde bulunduğu durum nedeniyle eğitim ve tahsil hayatını yarıda bırakarak askerliğe gitmek zorunda kalır. Askere alınarak Suriye cephesine gönderilen Mehmet Zahid, ordunun Suriye’den çekilmesinin ardından İstanbul’a dönmüş ve üç yıl kadar askerlik şubesinde yazıcı olarak askerliğine devam eder. İstanbul’daki bu görevini yaparken aynı zamanda derslere, camilerdeki vaazlara devam eden Mehmet Zahid, okuldan ve okumaktan asla vazgeçmez. Nitekim o, günü geldiğinde on binlerce talebesinin de eğitim ve öğretim hayatlarını devam ettirmeleri, üniversite mezunu olabilmeleri için onları teşvik eder, onlara destek olur.
İçindekiler
Hafız Mehmet
Takvimler 1920 yılını gösterirken Gümüşhânevî Tekkesi’ne giderek Şeyh Ömer Ziyaeddin Efendi’ye bağlılığını bildirir. Ömer Ziyaeddin Efendi’nin 1921 yılında vefatı üzerine Tekirdağlı Mustafa Feyzi Efendi’ye intisap eden Kotku, hocasının yanında bir yandan gönül dünyasını zenginleştirmeye çalışırken bir taraftan da ilim hayatına devam eder. Yirmi yedi yaşında iken bir gün hocası “Gel bakalım Hafız Mehmet!” diye seslenince bu hitaptan etkilenen Kotku, hocam benim hafız olmamı işaret etti, diye düşünerek hafızlığa başlar. Beyazıt, Fatih ve Ayasofya medreselerine devam ettiği bu yıllarda hafızlığını da tamamlayarak ilmi birikimini hafızlık ile taçlandırmış, çeşitli kasaba ve köylerde dinî hizmetlerde bulunur hale gelmiştir.
Peygambere Bağlılık
Cumhuriyet’in ilk yıllarında yapılan devrimler neticesinde tekke ve zaviyelerin kapatılması üzerine Bursa’ya dönen Mehmet Zahid Kotku, Rabia Edibe Hanım ile evlenir ve bu evlilikten iki kız çocukları dünyaya gelir. 1929 yılında babasının imamlık yaptığı İzvat köyüne yerleşen Kotku, babası vefat edince onun görevini sürdürmeye başlar ve bu köye yerleşerek burada 1945 yılına kadar aralıksız imamlık yapar. Buradaki görevini sürdürürken Üftade Cami imamlığına tayin edilir ve 1952 yılına kadar da bu camide görev yapar. Bu camide görev yaptığı günlerin birinde şadırvanda abdest alırken Mehmet Zahid Hoca’nın yanına çekingen ve aceleci bir tavırla bir genç gelir. Hoca abdest almaya devam ederken genç şöyle sorar: “Hocam, evliya-ı kiram, mürşidi kâmilden bahsediyorlar. Ben de öyle bir zat arıyorum. Beni sana gönderdiler, sorularımın cevabının sizde olduğunu söylediler. Hocam ben bu kişileri nasıl tanıyacağım, nerden bulacağım?” diye sorar. Hoca abdestini tamamlar, yanı başında bekleyen gence gülümseyerek bakar ve ona şöyle cevap verir: “Evladım! O sorduğun kişilerin en önemli özelliği sevgili peygamberimize muhalif hiçbir davranışlarının olmamasıdır. Onlar, peygamberimiz ne buyurmuş ise ona tabi olurlar. Peygamberimiz ne yapmışsa aynısını yapmak için gayret gösterir, peygamberimiz nelerden sakınmışsa onlar da onlardan sakınmaya gayret ederler.” Bu cevabı verdikten sonra gülümseyerek bakar ve tevazu içinde o gence şöyle bir latifede bulunur: “Eğer böyle birisini bulursan bana da haber ver de gidip yamacında bulunalım.” der.
Görünmeyen Üniversite
Mehmet Zahid Kotku imamlık vazifesinde iken 1952 yılı aralık ayında İstanbul Zeyrek Ümmü Gülsüm Mescidi’ne tayin edilir. Altı yılın ardından 1958 senesinde Fatih İskenderpaşa Cami’ne tayin edilen Kotku vefatına kadar da bu vazifeyi sürdürür. Bu cami yalnızca ibadet için bir araya gelinen bir mabet olmamıştır hiçbir zaman. Nitekim Mehmet Zahid Kotku insan eğitimini esas alarak insanların iç dünyalarının zenginleştirilmesine kendisini adamıştır. Hocamızın gelişiyle beraber bu mabedin çevresi değişir, sanki adeta görünmeyen bir üniversite oluverir. Cuma vaazları ve önemli günlerdeki konuşmaların yanı sıra özel sohbetleriyle de halkı eğitmeye çalışan Zahid Kotku, her pazar ikindi namazının ardından hadis dersleri de verir. Sohbetlerinde dini konuların yanında ülkemizin ekonomik, politik, kültürel ve sosyal problemleriyle ilgili görüşlerini de ifade ederek ufuk açmış, bu tavrıyla bilhassa üniversite öğrencileri üzerinde etkili olmuştur. Hak ve hakikati yaşayarak anlatan Zahid Kotku, ülkemizin ilim, fikir, sanat ve siyaset alanında katkı sağlayan öncü insanlar yetişmesine vesile olmuştur. Turgut, Korkut ve Yusuf Bozkurt Özal kardeşler, Sabahattin Zaim, Necmettin Erbakan ve Cevat Akşit bu görünmeyen üniversiteden mezun olan, hocamızın manevi rehberliği ile yol tutanlardan sayılabilir.
Güzel Bir Hatıra
Mehmet Zahid Kotku’nun öyle güzel bir ahlakı vardı ki ilk görüşte insanda sevgi ve saygı uyandıran bir izlenim bırakırdı. O, tanıdığı tanımadığına selâm verir, güler yüz gösterirdi. Sohbetlerinde gayet yumuşak bir dil kullanarak halkın anlayacağı şekilde konuşur, karşısında her kim konuşursa onu can kulağıyla dinler, muhataplarına da söz hakkı tanırdı. Çok iyi bildiği konularda bile sanki ilk kez duyuyormuş gibi bir edayla dinlerdi. Bilmediği konularda “Ben bunları bilmiyorum, bunları ehline sorun evladım.” diyecek kadar mütevazi ve alçakgönüllü bir gönül eriydi. Dostlarına, arkadaşlarına ve akrabalarına vefa gösterir; onları ziyaret eder, hep arar sorardı. Sünneti gözetir, sünnet olan nafile ibadetlere devam eder; etrafındakilere de teheccüd, duhâ ve evvâbîn namazlarını ısrarla tavsiye ederdi. Aile fertlerine karşı her daim şefkat ve merhametle davranır; asla sert ve emredici bir üslup kullanmaz, kimseye doğrudan bir şey emretmezdi. Nitekim o, çok sevilen bir baba ve hane reisi olmuştu hep. Kotku, ihtiyaç sahiplerini daima gözetir, onlara destek olmayı adeta kendine bir görev olarak kabul ederdi. Eli bol ve cömert bir insan olduğu için verdiğinde çok verir, karşısındakinin işini görür ve memnun ederdi. Bununla alakalı güzel bir hatırayı da sizinle paylaşmak istiyoruz. Bir kış gününde hocamıza havale ile bir miktar para gelir. Zahid Kotku’yu tanıyan posta memuru bu havaleyi hocamıza takdim etmek üzere yola çıkar. Zihninde ise ailesi ve çocukları vardır. Zira evinde kömür bitmiş ve kömür alacak parası kalmamıştır. Mehmet Zahid Kotku’nun evine gelince düşünceli bir halde havale gelen ücreti Hoca’ya teslim eder. Hoca mütebessim çehre ile posta memuruna “Evladım!” der, “Bu parayı seninle yarı yarıya paylaşalım mı?” teklifinde bulunur. Postacı mahcup bir eda ile bu teklifi kabul eder, teşekkür ederek oradan ayrılır. Daha sonra postacı yaşamış olduğu bu hatırayı anlatırken şöyle nakleder: “Hocamın bana vermiş olduğu para ne bir kuruş fazla ne bir kuruş eksikti. Tam tamına ihtiyacım olan kömür parası kadardı ve ben bu para ile ailemi sıcak bir yuvaya kavuşturmuştum.”
Sevgi ve Fedakârlık Üzerine Kurulu Bir Hayat
Büyük küçük demeden herkesin yardımına koşan Mehmet Zahid Kotku, 1979 yılında hacca gider. Orada rahatsızlanır, ağır hasta olarak 1980 yılı şubatında döner ve midesinin üçte ikisi alınmak üzere ameliyat olur. Ameliyat sonrası uygulanan tedavi ile iyileşir ve hac mevsimi gelince 1980 yılında tekrar hacca gider. Ancak rahatsızlığı yenilenir, ağrılar içerisinde haccını tamamlar ve ağır hasta olarak İstanbul’a döner. Yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak 13 Kasım 1980 tarihinde vefat eder ve İstanbul Süleymaniye Cami’nde binlerce seveninin iştirakiyle kalabalık bir cemaat eşliğinde cenaze namazı kılınarak Kanunî Süleyman Türbesi arkasına defnedilir. Mehmet Zahid Kotku hayatını daima peygamber efendimizin yolundan gitmek üzere inşa etmişti. 83 yıllık ömründe pek çok kişinin gönlüne girmeyi başarmış, hiç kimseyi incitmemiş hiç kimseden incinmemiştir. Öğrenmekten ve öğretmekten, öğrenmek isteyenlere destek vermekten de asla vazgeçmeyerek sevgi ve fedakârlık üzerine kurulmuş bir hayat yaşayarak baki âleme göç eylemiştir. Ömrünü yüce dinimiz İslam’ın anlaşılmasına ve onun yaşanmasına adayan Mehmet Zahid Kotku’ya Allah’tan rahmet diliyoruz. Rabb’imiz bizlerin hayatını da bereketli eylesin.
Kaynakça
1.Coşan, M. E. (tarih yok). Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi. Haziran 26, 2023 tarihinde https://islamansiklopedisi.org.tr/kotku-mehmet-zahit
2.Diyanet TV. (2020, Şubat 28). Haziran 26, 2023 tarihinde https://diyanet.tv/oncu-alimler/video/mehmet-zahit-kotku–oncu-alimler-8-bolum
3.Kızılkaya, M. (2015). Mehmed Zahid Kotku’nun Hayatı, Eserleri ve Seyr-u Süluk Anlayışı. T.C. Bozok Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı , 3-13