Ortaçağ’ın en dikkat çekici kişiliklerinden bir tanesi Ömer Hayyam! Yüzyıllar önce yazdığı dizeleriyle, bugün “anlayabilecek” pek çok kişiye ders veren ünlü bilgin o! Peki, aşk ve şarap dolu rubaileriyle hatırladığımız Ömer Hayyam kimdir sorusunun daha başka cevapları?
Zamanını aşmış filozof tanımına ne kadar da yakışıyor Ömer Hayyam! Zira o; ne yaşadığı dönemin ne de kendinden önceki çağlarda sorgusuz sualsiz kabul edilmiş kuralların hiçbirine bağlı kalmamış bir filozof. Evren, var oluş, cennet – cehennem, tanrı, toplum ve ahlak gibi konular üzerine düşünmüş, rubaileriyle evrensel bir nitelik kazanmıştır.
Ömer Hayyam; daha çok aşk, şarap ve eğlence temalı dizeleriyle tanınsa da farklı alanlarda büyük işlere imza atmış, matematik ve astronomi üzerine çalışmalar yapmıştır. Örneğin; Ömer Hayyam’ın doğum tarihini kesin olarak bilmesi, onu takvim konusunda uzmanlaşmasının bir sonucu olmuştur. Bugün kullanılan Miladi ve Hicri Takvim’e kıyasla çok daha hassas olan Celali Takvim’den daha başka, Pascal Üçgeni adıyla bilinen matematik kavramını da asıl yaratan odur. Kısacası; Ömer Hayyam kimdir, bunun üzerine daha çok ama çok konuşmak gerekir.
İçindekiler
Ömer Hayyam Kimdir? Kısaca Bilgi
Edebiyatın yanı sıra dünya bilim tarihinde de önemli bir yeri olan Ömer Hayyam, günümüzden yüzyıllar öncesinde yaşamasına rağmen hala konuşulmakta, hakkında farklı yorumlar yapılarak hala tartışılmaktadır. Gelmiş geçmiş en büyük matematikçilerden biri olarak da değerlendirilen Ömer Hayyam, astronomiyle de ilgilenmiş, ilk modern rasathaneyi kuran kişi olmuştur.
Ama Ömer Hayyam denildiğinde akla gelen ilk şey genellikle rubaileridir. Günümüzde kendisine ait olmayan binlerce rubai, Ömer Hayyam’ınmış gibi gösterilse de tarihçiler, gerçeğin bu olmadığını söylemektelerdir. Hatta Rus yazar Zhukovski’ye göre bilinen rubailerden ancak 83 tanesi Ömer Hayyam’a ait olabilir. Bazıları tarafından ateist ve eğlence düşkünü olarak anılması da rubailerinin pek çoğunun Ömer Hayyam’ın imajını zedelemek için değiştirilmelerinden kaynaklanmaktadır.
Uzun lafın kısası; Ömer Hayyam öğrenilip, araştırılması gereken bir isim. Ve biz de aşağıda Ömer Hayyam’ın hayatından başlayıp, eserlerine, sosyal medya mecralarında sık sık rastladığımız sözlerinden matematiğe yaptığı katkılarına varana kadar pek çok konuda konuşacağız.
Ömer Hayyam’ın Hayatı
Gerçek adı, Giyasedddin Ebu’l Feth Bin İbrahim El Hayyam olan Ömer Hayyam, 18 mayıs 1048’de İran’ın Nişabur kentinde dünyaya gelmiş. İranlı astronom, şair, matematikçi ve bilim adamı olan ünlü kişiliğin babası bir çadırcı olduğu için acem dilinde çadırcı manasına gelen Hayyam ismini almış. Yaşadığı dönemde bilgin olarak ün kazanan Ömer Hayyam, fizik, metafizik, felsefe, matematik, astronomi ve şiir gibi alanlarla ilgilenmiş.
Ayrıca dönemin iki önemli ismiyle, yani Alamut Kalesi’nin korkulan lideri Hasan Sabbah ve Büyük Selçuklu Devleti’nin veziri Nizamülmülk’le aynı medresede eğitim görmüş. Ve rivayet o ki Nizamülmülk ile Hasan Sabbah arasında doğan düşmanlığa rağmen her ikisiyle de arkadaşlığını sürdürmüş. (Bu bilgi Amin Maalouf’un Semerkant isimli eserinde yer almakla birlikte ne kadar doğru olduğu bilinmemektedir. Zira pek çok kaynakta üçlünün aynı dönemlerde doğmadığı belirtilmiştir.)
Geçmişte yaşamış pek çok ünlünün aksine doğum tarihinin kesin olarak bilinmesi ise Ömer Hayyam’ın başka alanlarda olduğu gibi takvim alanında da uzmanlaşmasından ileri gelmiş. Nitekim o 21 Mart 1079’da tamamladığı Celali Takvimi’ne de imzasını atmış. 3330 yılda bir hata veren günümüz Gregoryen ya da Miladi Takvim‘e göre çok daha incelikle hazırlanan Celali Takvimi’nin 5000 yılda bir hata verdiğini ayrıca belirtmek isterim.
Ömer Hayyam Heykeli;
Horasan’ın yıldızı, İran’ın ve Irak’ın dâhisi, feylesofların prensi gibi lakaplarla da anılan Ömer Hayyam, ayrıca Binom Açılımı’nı kullanan ilk kez kullanan kişi olarak da tarihe geçmiş. Başarılı matematikçi, üçüncü dereceden bilinmeyen denklemlerle ilgili yazdığı bir eserinde, bugünkü x’in de temelini atmış. Daha açık söylemek gerekirse, bilinmeyen yerine şey anlamına gelen Arapça bir kelime kullanmış. Bu eseri diğer dillere çevrilirken, şey kelimesi İspanyolca’ya “Xay” olarak geçmiş. Daha sonra da hepimizin bildiği “x” ifadesi doğmuş.
Doğu’nun İbn-i Sina’dan sonra yetiştirdiği en büyük bilgin olarak kabul edilen Ömer Hayyam, Horasan’daki Belh, Buhara ve Merv gibi bilim merkezi haline gelmiş şehirleri gezerek yeni şeyler öğrenmiş. Bağdat’a da giden büyük bilgin, Selçuklu Sultanı Melikşah ve Karahanlı sultanı Şemsülmülk Nasr gibi dönemin hükümdarlarıyla iyi ilişkiler içinde olmuş. Çağının bütün bilgilerini edinen Ömer Hayyam, ilahiyattan fiziğe, astronomiden tarihe pek çok alanda akıl yürüterek, öğrendiklerinin üzerine yeni şeyler katmaya çalışmış.
En büyük eseri olarak Cebir Risalesi gösterilirken, bunun yanında; Oluş ve Görüşler, Cebir ve Geometri Üzerine, Akıllar Bahçesi, Fiziksel Bilimler Alanında Bir Özet, Varlıkla İlgili Bilgi Özeti ve Bilgelikler Ölçüsü gibi kitaplar yazmış. İran ve Doğu edebiyatında rubai türünün kurucusu olan Ömer Hayyam, kolay anlaşılan ve gerçekçi bir dille yazdığı rubaileriyle hem kendi zamanına hem de çağının çok daha ötesine damgasını vurmayı başarmış.
Rubailerinin sayısı konusunda kesin bir yargı bulunmasa da bugün Ömer Hayyam’a mal edilen dörtlüklerden çoğunun ona ait olmadığı söylenmektedir. Tüm bu özelliklerinin yanı sıra o, tarihteki ilk savaş karşıtı eylemci olarak da anılmaktadır. Döneminin sosyo-kültürel şartları sayesinde özgürce felsefe yapabilen Ömer Hayyam, yaptığı çalışmalarla bilime pek çok şey kazandırmış ve 4 Aralık 1131’de 83 yaşındayken hayata veda etmiştir.
Ömer Hayyam Eserleri
Tıp, fizik, astronomi ve matematik gibi alanlarda çalışmalar yapan Ömer Hayyam, bilinmese de pek çok teoremin yaratıcısı olmuştur. En büyük eseri olarak bilinen Cebir Risalesi, 10 bölümden oluşmakta, kitabın ilk dört bölümünde kübik denklemler üzerine incelemesi yer almaktadır. Çalışmalarının çoğunu kaleme almadığı için durum böyle olmakla birlikte bilinen eserleri şu şekilde belirtilmektedir:
- Ziyc-i Melikşahi (Astronomi ve takvime dair, Melikşah’a ithaf edilmiştir)
- Fil Cevab Selaseti Mesâil ve fi Keşfil Hicab (Üç meseleye cevap ve alemde zıtlığın zorunlu olduğuna dair)
- Risaletün fi Berahin İl Cebr ve Mukabele (Cebir ve denklemlere dair)
- Müşkilat’ül Hisab (Aritmetiğe dair)
- İlm-i Külliyat (Genel prensiplere dair)
- Risaletün fi Şerhi ma Eşkele min Musaderat (Öklid’in bir probleminin çözülmesi metoduna dair – Hollanda Leiden kütüphanesinde bir nüshası vardır – F. Woepcke Fransızca’ya çevirmiş)
- Nevruzname (Takvim ve yılbaşı tespitine dair)
- Fil Mutayat (İlim prensipleri)
- Nizamülmülk (Arkadaşı olan vezirin biyografisi)
- Kitabün fi’l Burhan ül Sıhhat-ı Turuk ül Hind (Geometriye dair)
- Mizan’ül Hikem (Pırlantalı eşyaların taşlarını çıkarmadan kıymetini bulmanın yöntemine dair)
- Risaletün fil İhtiyal li Marifet (Altın ve gümüşten yapılmış bir cisimde altın ve gümüş miktarının bilinmesine dair – Almanya Gotha kütüphanesinde bir nüshası mevcut)
- Risaletün fi Vücud (Felsefede ontoloji bahsine dair – Britanya kütüphanesinde bir nüshası mevcut)
- Muhtasarun fi’t Tabiiyat (Fizik ilimine dair)
- Risaletün fi’l Kevn vet Teklif (Felsefeye dair)
- Levazim’ül Emkine (Meskûn yerlerin iklimi ve hava değişikliklerine dair)
- Abdurrahman’el Neseviye Cevab (Hak Teâlâ’nın alemleri yaratmasının ve insanları ibadetle yükümlü kılmasının hikmetine dair)
- Eş’arı bil Arabiyye (Arabça rûbaileri)
Ömer Hayyam Rubaileri, Şiirleri ve Sözleri
Evet, rubailer düşünsel ağırlıklı konuların işlendiği, aruz ölçüsünün belirli kurallarına göre yazılan dörtlüklerdir. Türünün en büyük şairi Ömer Hayyam olan rubainin Cumhuriyet dönemi ustası ise Yahya Kemal Beyatlı olmuştur. Rubai hakkında bu kısa bilgiyi de verdiğimize göre şimdi Ömer Hayyam’ın dörtlüklerine geçebiliriz.
Evrensel bir dille yazan Ömer Hayyam, bu dörtlüğüyle yüzyıllar öncesinde de var olan insanoğlunun gereksiz hırsına ve maddiyatçılığına gönderme yapmış.
Bu dizeyi nereden hatırladığınızı düşünüyorsanız, hemen söyleyeyim. Yukarıda gördüğünüz Ömer Hayyam dörtlüğü geçtiğimiz yıllarda Fazıl Say tarafından Twitter’da paylaşılmış ve yoğun tepki alan Fazıl Say 10 ay hapis cezasına çarptırılmıştır.
Açık görüşlülüğüyle öne çıkan Ömer Hayyam, rubaileri yüzünden ateistlikle suçlansa da gerçek bu değildir. O yalnızca, dini kullanarak yapılan sahtekarlıkları, hacı-hoca sıfatıyla geçinenlerin kötülüklerini ve benzeri olguları eleştirmiş, kendisini dinsizlikle suçlayanlara rubaileriyle cevap vermiştir.
Bilime olan düşkünlüğü nedeniyle daha o zamanlarda dinsiz olarak (ilk olarak Gazali tarafından) anılmış, astronomi üzerine fikirleri yüzünden kurduğu rasathane bile yıkılmıştır. Ve Ömer Hayyam da hayata küserek, dörtlüklerinde düşüncelerini açıkça belli etmiştir.
Ülkemizdeki en popüler Ömer Hayyam rubaisidir desem, yanlış olmaz sanırım. Zira pek çok kişi tarafından ezbere bilinmekte, insanlar düşüncelerini bu manidar dörtlükle yansıtmaktadır.
Rubailerini Sabahattin Eyüboğlu’nun çevirileri sayesinde çok daha iyi anladığımız Ömer Hayyam, bu dörtlüğünde de dinden anlamayıp kulaktan dolma bilgilerle ahkam kesenleri eleştirmiş. Gerçi şort giyenlerin tokatlandığı, gece sokağa çıkanların tecavüzü hak ettiği yönünde yorumlar yapıldığı güzelim ülkemizde, Ömer Hayyam dizeleri ne kadar anlaşılabilir, orası gerçekten tartışılır!