Tarihin en başarılı mucitleri arasında yer alan Edison, icat ettiği ampul ile hafızalara kazınmıştır. Fakat bilinmesi gereken daha pek çok şey vardır. İşte mucit hakkındaki detaylar;
Çoğu kişi için Edison, patentini aldığı ampulü bulan kişidir. Ancak ampulün yanı sıra başka birçok buluşa imzasını atmış ve bilim dünyasına büyük katkı sağlamıştır.
Dolayısıyla yüzeysel bilgilerle onu tanımak mümkün değildir. Çünkü karşımızda hayatını bilime adamış ve sayısız buluş yaratmış ender isimlerden biri vardır.
Bu yazıda da 20. yüzyılın en önemli mucitlerinden olan Thomas Edison’un hayatı hakkında bilinmesi gerekenler detaylarıyla ele alınmaktadır.
İçindekiler
Thomas Edison Kimdir? Kısaca Bilgi
Geçtiğimiz yüzyılın en önemli isimlerinden olan Thomas Alva Edison, çocukluğu da dahil olmak üzere neredeyse bütün hayatını bilime adamış Amerikalı mucit ve iş adamıdır.
Dünyada en çok patent alan kişilerden biri olarak da öne çıkmaktadır. Patentleri kendi ülkesinin yanı sıra Fransa, Almanya ve İngiltere gibi ülkeler tarafından da onaylanmıştır.
Sinema makinesi, karbonlu mikrofon, elektrikli otomobil bataryası ve gramofon gibi yüzlerce icadı olan Edison, daha çocukken fizik ve kimya kitapları okumaya başlamış, gelecekteki şöhretinin sinyallerini küçük yaşlarda vermiştir.
Yalnızca icat üretmekle kalmayan ünlü isim, girişimci olarak da başarılı olmuş, kendi şirketini kurarak buluşlarını ticarileştiren mucit şeklinde nitelendirilmiştir. Peki, hem bilim hem de iş dünyasında tarihe geçmeyi başaran kişilik, nasıl bir hayat sürdürmüştür? Yanıtlar aşağıdaki başlıklarda:
Thomas Edison’un Hayatı
Tam da Thomas Alva Edison olan mucit, 11 Şubat 1847 Milan, Ohio’da yedi kardeşin en küçüğü olarak dünyaya geldi.
Babasının ismi Samuel, annesininki ise Nancy Matthews Elliott’tu. İleride dünyanın sayılı mucitlerinden olacak Edison, tıpkı Einstein gibi yaşıtlarına göre çok geç yaşta konuşmaya başladı. 7 yaşındayken ailesiyle birlikte Michigan eyaletinin Port Huron isimli şehrine yerleşerek burada okula başladı.
Ancak dikkat bozukluğu olan hiperaktif çocuk sadece kısa bir süreliğine okula devam etti. Çünkü eğitim hayatına başladıktan birkaç ay sonra, öğretmenleri algılama güçlüğü olduğunu düşündükleri Edison’dan bir şey olmayacağı kanısına varmışlardı.
Okuldan ayrılmasının ardından eğitimini eski bir öğretmen olan annesi üstlendi. Annesinin de yardımıyla kitap okuma alışkanlığı kazandı ve eline geçen neredeyse her kitabı okumaya başladı. Bunun üzerine anne Elliott oğlunu biraz daha seçici olmaya yönlendirdi.
O da kimya ve fizik kitaplarına yönelmeyi tercih etti. Çocukken geçirdiği kızıl hastalığı ve orta kulak iltihabı nedeniyle işitme sorunu yaşadı. Çocuk yaşta evlerinin bodrumunda küçük bir kimya laboratuvarı kurdu. Burada kendi başına bir telgraf aleti yapmış ve Mors alfabesini öğrenmişti.
12 yaşındayken bir trende gazete ve şeker satmaya başladı. Aynı zamanda yük vagonlarından bir tanesinde Weekly Herald isminde haftalık bir dergi basarak bunları satıyordu.
Fakat bir gün kullandığı kimyasal maddeler yüzünden trende yangın çıktı ve buradaki işinden kovuldu. Hatta çoğu kaynakta işitme sorununun bu yangından kaynaklandığı belirtilmektedir. Ancak bazılarına göre neden, geçirdiği çocukluk hastalıklarıdır.
İşini kaybetmesinin ardından istasyon müdürünün çocuğunu trenin altında kalmaktan kurtardı ve müdür ona telgraf kullanmayı öğretti. Ardından telgrafçılık yapmaya başladı ve telgrafçı ofiste yokken mesajları kaydeden cihazıyla 16 yaşında ilk icadına imza attı.
Yine bir deney yaparken kullandığı madde makinelere zarar verince, bu işinden de kovuldu. 1863 ile 1868 yılları arasında birkaç telgrafhanede çalışan mucit, 1868’de yaptığı bu elektrikli kayıt cihazının patentini satamadı ve deyim yerindeyse 5 parasız olarak New York’a gitti.
Boston’dan New York’a aldığı 35 dolar borç parayla giden Edison için 1869 yılı şansının açıldığı yıl oldu. Çünkü burada bodrumunda uyuduğu binada bir borsa şirketi bulunuyordu. Daha doğrusu; sefil bir haldeyken borsa şirketinin telgrafının bozulması, onu hayatının dönüm noktasına götürdü.
Telgraf cihazını tamir ettiği için şirket müdürü tarafından işe alındı ve burada aynı anda dört telgraf çeken bir cihaz yaptı. Buluşunun patentini aldı ve bunu 40.000 dolara satarak ilk büyük parasını kazandı.
1880’li yıllarda Florida’dan bir arsa satın aldı ve buraya kışlık bir ev yaptırdı. Bir süre sonra otomobil endüstrisinin devlerinden Henry Ford Edison’un evinin yakınlarına taşındı ve iki ünlünün hayat boyu sürecek arkadaşlıkları başladı.
1871 yılında sahip olduğu dükkanlardan birinde çalışan 16 yaşındaki Mary Stilwell ile evlendi. Çiftin Marion Estelle, Thomas Alva, Jr. ve William Leslie isimlerinde 3 çocukları oldu. 29 yaşında 1884’de hayatını kaybeden Mary’nin ölüm nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte beyin tümörü ve aşırı dozda morfinden şüphelenildi.
1874 yılında bir araştırma laboratuvarı kurdu, kısa süre sonra zamanın en gelişmiş endüstri araştırma laboratuvarının sahibi oldu. Ailesinden daha çok laboratuvarında vakit geçiren deha, ikinci evliliğini 1886 yılında 20 yaşındaki Mina Miller ile yaptı.
Ondan da Madeleine, Theodore Miller ve babası öldükten sonra New Jersey valisi olan Charles isimlerinde 3 çocuğu oldu. 1947 yılında hayatını kaybeden eşi Mina’dan daha uzun yaşadı.
1877 yılında gramofonun icadına temel olacak fonograf ile ün kazandı. İlk elektrik santralini kurdu ve 1000’den fazla patentin sahibi oldu. Amerika’nın elektrik dağıtımını tekelinde tutan General Electric isimli şirket, günümüzde dünyanın en büyük şirketleri arasındadır.
Doğru akımın temsilcisi Edison, her zaman sorgulamayı tercih etti ve hep daha fazlasını icat etmek istedi. Böylelikle dünyanın en çok icat üreten isimlerinden biri oldu.
Ayrıca girişimcilik özelliğiyle de güzel bir servet edindi. Buluşları ve ticaretteki başarısı ile kazandığı parayla dünyanın en zengin 10 mucidi arasında yer aldı.
Kısacası; karşılaştığı hiçbir zorluk karşısında pes etmedi. Yüzlerce kez başarısız olsa da bunları başarısızlık değil işe yaramayan yollar olarak gördü ve bu özellikleriyle bir zamanlar dibe vurmuş ünlü isimlerden biri olmayı başardı.
Thomas Edison ile Nikola Tesla Hakkında Bilinmeyenler
Thomas Edison denildiğinde pek çok kişinin aklına Nikola Tesla da gelmektedir. Hatta hangisinin daha iyi bir mucit olduğu yıllardır tartışılan konular arasında yer almaktadır.
Biri doğru akımı, diğeri ise alternatif akımı kullanmıştır. Ayrıca Tesla bir dönem mucitin şirketinde görev almış ancak aradaki anlaşmazlık nedeniyle buradan ayrılmıştır.
Zira Edison Tesla’ya elektrik santrallerindeki bir sorunu çözmesi karşılığında 50.000 dolar vereceğini söylemiş, ancak Tesla bu sorunu çözdüğünde o sözünde durmamıştır.
Bu durum karşısında Tesla işi bırakmış ve iki yıl sonra iki arkadaşı ile alternatif akım endüksiyon motorunu geliştirerek “Tesla Electric Company” isimli şirketi kurmuştur.
1093 patenti olan Edison ile 112 patenti olan Tesla arasındaki en önemli farklardan bir tanesi ilkinin pazarlanabilir icatlar üzerine yoğunlaşıp büyük bir servet kazanmasıdır.
İkili hakkında bilinmesi gereken bir diğer önemli gerçek ise 1912’de 40.000 dolar değerindeki Nobel Ödülü’nü paylaşmak üzere seçilmeleri ve Tesla’nın bu açıklama üzerine ödülü reddettiği gerçeğidir.
Thomas Edison İcatları
Çocukluk çağlarında icat yapmasına rağmen kabul görmüş ilk icadı 1868 yılında bulduğu elektrikli oy kaydedicidir. Ancak mucit bu icadını pazarlamayı başaramamıştır.
1877 yılında geliştirdiği fonografla ün kazanmış, hatta o dönemlerde yaşadığı şehir olan Menlo Park’ın büyücüsü olarak anılmıştır. Aynı yıl sesi kaydedip yineleyen gramofonu icat etmiştir. Büyük ilgi toplayan bu icadı sayesinde dünya çapında ün kazanmıştır. Ayrıca yine aynı yıl içerisinde karbonlu mikrofonu bulmuş ve telefondaki ses kalitesini arttırmıştır.
Ancak kısa süre içerisinde patlayan ve daha önce bulunan ampulü geliştirmiş ve 1878 yılında ilk uzun ömürlü akkor flamanlı ampulü bulmuştur. Swan da aynı alanda araştırmalarına devam ettiği sırada Edison elini çabuk tutmuş ve Swan’dan daha önce (1879) patent almayı başarmıştır.
Bu konuda mahkemelik olan ikili daha sonra aralarında anlaşarak ortak bir şirket (Edison & Swan United Electric Company) kurmuşlar ve ampulleri Ediswan markasıyla piyasaya sürmüşlerdir.
Ancak New York sokaklarını ampullerle aydınlatan kişi olarak Edison bilinmektedir. Çünkü patent ve elektrik santralleri ona aittir ve şehir 1882’de onun işaretiyle birlikte aydınlanmıştır.
Büyük mucit 1883’te ise hayatının en büyük icadı olan Edison etkisi (ısıtılmış bir filamanın moleküler boşlukta yayılması) denen olayı bulmuştur. Hayatı boyunca 1093 tane patent almayı başarmış, başkalarının icatlarını geliştirerek ya da kendi bulduğu icatlarla dünyanın en büyük mucitlerinden biri olmayı fazlasıyla hak etmiştir.
Ve büyük bölümünü sayısız deneme yaparak geçirdiği 84 yıllık ömrü, 18 Ekim 1931’de New Jersey’deki evinde diyabet rahatsızlığı nedeniyle son bulmuştur. Evinin arkasına gömülmüş ve anısı için kentte bir dakikalığına bütün ışıklar söndürülmüştür.
Thomas Edison Hakkında Bilinmeyenler
Bu kadar bilgiye rağmen Thomas Edison hakkında daha birçok bilinmeyen gerçek bulunmaktadır. İşte şaşırtıcı gerçekler:
- Alnı alışılmadık derecede genişti ve başı ortalamadan çok daha büyüktü.
- Çocukluk döneminde evinin yakınlarındaki bir kanalda boğulmaktan son anda kurtarıldı.
- Okuldan alınması, bilgi ve okumaya artan iştahıyla kendi kendine öğrenme becerilerini geliştirdiği için kariyeri için yararlı oldu.
- Shakespeare‘in oyunlarına hayrandı ve bir dönem oyuncu olmak istedi. Ancak, yüksek perdeli sesi ve aşırı utangaçlığı nedeniyle kısa süre sonra bu isteğinden vazgeçti.
- Şiir okumaktan keyif alan ünlünün favorisi, Thomas Gray’in Bir Köy Mezarlığında Ağıt (Elegy Written in a Country Churchyard) idi.
- Ameliyat yoluyla işitme duyusunu iyileştirme şansı vardı ancak bu seçeneği reddetti. Basitçe daha gürültülü bir dünyada düşüncesini nasıl kanalize edeceğini öğrenmenin zorluğunu yaşamak istemedi.
- O elektrik ampulü icat ederken, Einstein dünyaya enerji, kütle ve ışık hızı arasındaki ilişkiyi açıklayan en ünlü denklemlerden birini verdi. Denklem E = MC2 idi.
- Hamamböceklerini elektrikle öldürmek için bir cihaz icat etti.
- ikinci evliliğinden sonra West Orange’a taşındı. Orada, deneyleri için başka bir laboratuvar kurdu. Bu beş binadan oluşan bir laboratuvar kompleksi idi. Laboratuvar ve çevresindeki fabrikalar I. Dünya Savaşı sırasında zirvede çalışırken en az 10.000 kişi istihdam etti.
- 1882 boyunca 106 başarılı ABD patent başvurusunda bulundu. Bu, Edison tarafından herhangi bir yıl içinde yapılan maksimum başarılı ABD patent başvurusu sayısı oldu.
- En verimli yılları boyunca her gün 18 saatten fazla çalıştı.
- Kablosuz telgrafın mucidi Guglielmo Marconi Edison’un arkadaşıydı. Kablosuz telgrafın icadı için arkadaşı tarafından sunulan patentleri kullandı.
- Aralık 1914’te fabrikalarının çoğunu enkaza çeviren büyük bir yangın yaşandı. Ancak yeni bir başlangıç yapmaya kararlıydı. Ekibinin yardımıyla bir kez daha çalışmaya başladı.
- Binlerce denemenin ilerlemesini 2500’den fazla kitapta kaydetti.
- Bugün hepimizin bildiği General Electric Corporation, mucit tarafından Edison Illuminating Company adı altında 1880’de kuruldu.
- Ailesi ona küçükken ikinci adı Alva olduğu için Al diyordu.
- Hayaletleri avlamak için ekipman yaratmak istedi. Ne yazık ki, asistanlarından biri test sürecinde öldü.
- Zamanının ötesinde bir adam olan Edison bir keresinde: “paramı güneşe ve güneş enerjisine yatırırdım” dedi.
- İlk karısı Mary, henüz 29 yaşındayken öldü. Tifo ve aşırı doz morfin gibi sebepler gösterildi. Karısına şok tedavileri kullanmayı denedi, ama işe yaramadı. Ölümü için kendini suçladı, olması gerektiği kadar evde olmadığını düşündü.
- I.Dünya Savaşı sırasında Amerikan hükümetinin isteği üzerine bir dizi projeye katkıda bulundu. Deniz Danışma Kurulu başkanıydı ancak yalnızca savunma amaçlı projeler üzerinde çalıştı. Bu dönemle ilgili olarak; “Öldürme amaçlı hiçbir silah icat etmediğim için gurur duyuyorum.” dedi.
Thomas Edison Sözleri
Ünlü mucitten bu kadar konuştuktan sonra, birkaç bilinen sözüne de yer verelim. Çünkü bu sözler, özellikle de başarısızlıkla karşılaşıldığında bakıp güç alınası nitelikteler.
Ampulü bulmadan önce defalarca başarısız deneme yapsa da hiç vazgeçmemiş ve bu durumu yukarıdaki sözüyle açıkça ifade etmiştir.
Tıpkı yukarıdaki sözünde de anlattığı gibi denemekten bıkıp usanmayan bir mucitmiş.
Tamam, elektrik çok ucuz değil belki ama her yerde olduğu ve mumların genellikle dekor olarak kullanıldığı bir devirde yaşıyoruz. Yani mucidin bu sözünde de büyük doğruluk payı var.
Çünkü onun için bir şeyler üretmek, sorgulamak, düşünmek, denemeler yapmak bir hobi niteliğindeymiş. Yani o hayatının büyük bölümünü araştırma laboratuvarlarında geçirirken, kendisini çalışmaktan ziyade bir hobisiyle uğraşıyor gibi hissediyormuş.
Kendi buluşlarının yanı sıra başkalarının fikirlerinden yola çıkarak çok sayıda icat geliştirmiştir. Yani o başkalarının ortaya attığı fikirleri evirip çevirerek ortaya yepyeni şeyler çıkarmıştır. Bu özelliği sayesinde de 1093 tane patentin sahibi olmuştur.
Sizin de gördüğünüz gibi Thomas Edison kendi çabalarıyla dünyanın en önemli isimlerinden biri haline gelmiş isimler arasında. Tek başına yola çıkan, sayısız zorlukla karşılaşan ama hiçbir zaman pes etmeyen başarılı mucidin hayat hikayesi de tam bir motivasyon öyküsü.